Osmanlı İmparatorluğu, Birinci Dünya Savaşı’nın en kanlı dönemlerinde; 24 Nisan 1915 tarihinde Ermenilere uygulanan tehcir kararını aldı.
Alınan bu zorunlu göç kararı, Osmanlı’nın savaşta bulunduğu Ruslarla iş birliği yaparak bağımsız bir devlet kurma amacı güden Ermenilere karşı bir önlem niteliği taşıyordu.
Tehcir kararında Kürt aşiretlerinin önemli bir rolü olduğu bilinirken, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) yaptıkları açıklamada “soykırım” terimini kullandı.
DEM Parti Merkez Yürütme Kurulundan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“110 yıllık acıları ve yası paylaşıyoruz.”
Bir toplulukta vicdan ve adalet duyguları geliştirmek, acıları karşılıklı paylaşmak, demokratik, barışçı ve eşit bir gelecek inşa etmenin de temel taşlarını oluşturur. Bu nedenle, insanlığa karşı işlenen suçlarla yüzleşmek, ortak ve eşit bir geleceği kurmanın yanı sıra toplumsal barışı sağlamanın da önemli bir adımıdır.
“YÜZ BİNLERCE ERMENİ’NİN SÜRGÜNÜ VE KATLEDİLMESİ İLE DEVAM ETTİ”
24 Nisan 1915’te iki yüzü aşkın Ermeni aydını evlerinden alınarak ölüm yolculuğuna gönderilmesi ile başlayan etnik kimlik, inanç ve kültürel soykırımının üzerinden 110 yıl geçti. Bu süreç, yüz binlerce Ermeni’nin sürgünü ve katledilmesi ile devam etti. Bu topraklarda var olan diğer Hıristiyan topluluklar da uygulanan politikalar sonucunda ağır insani bedeller ödeyerek yok oldular.
Tarihsel gerçeklerle yüzleşmek, mağdur toplumlar ve inanç gruplarından özür dilemek ve onarıcı adalet yollarına yönelmek, hem geçmişi anlamak hem de tarihsel yaraları samimi bir şekilde sararak ortak bir gelecek kurmak adına kritik adımlardır.
Dünya üzerindeki farklı etnik kimliklerin, dillerin ve kültürlerin unutulması veya yok sayılması, homojen bir toplum yaratma anlayışının hatalı bir düşünce olduğunu göstermiştir. Bu topraklar üzerindeki her türlü etnik kimlik, dil, kültür ve inançlar eşit olarak var olmalıdır.
“BÜYÜK İNSANLIK TRAJEDESİ”
Coğrafyamızın kadim halklarından olan Ermeni toplumuyla ve Ermeni vatandaşlarımızla huzurlu ve eşit koşullar altında bir arada yaşamak son derece önemlidir. Ayrıca, bölgemizin bir parçası olan Ermenistan devletiyle diplomatik, ticari, ekonomik ve kültürel ilişkilerin geliştirilmesi, hem halkların ihtiyaç ve menfaatlerini gözetmekte hem de Kafkasya bölgesinde barışın tesis edilmesine katkıda bulunmaktadır.
Bu duygularla, Anadolu ve Mezopotamya’nın kadim halkları olarak 110 yıllık acıları ve yasları bir kez daha paylaşıyor; yaşanan büyük insanlık trajedisini derinden hissediyor ve o dönemde yaşamını yitirenleri saygıyla anıyoruz.
GEÇEN YIL OBAMA TARZI ANMA
DEM Parti, geçtiğimiz yıl yaptığı açıklamada “soykırım” terimini kullanmaktan kaçınarak “Obama tarzı”, “Büyük Felaket” veya “Metz Yeğern” ifadelerini tercih etti.
Geçen yılki açıklamada, “24 Nisan 1915’te iki yüzü aşkın Ermeni aydının evlerinden alınarak ölüme yollanması ile başlayan etnik kimlik ve inanç kırımı olan Büyük Felaket’in (Metz Yeğern) üzerinden 109 yıl geçti. Yüz binlerce Ermeni’nin sürgünü ve katli ile devam eden bu sürecin, diğer Hıristiyan toplulukların da ağır bedeller ödeyerek yok olmasına sebep olduğuna” dikkat çekildi.
Eski ABD Başkanı Barack Obama döneminde Beyaz Saray, “soykırım” terimi yerine “Büyük Felaket” if