TBMM Genel Kurulu’nda DEM Parti Mardin Milletvekili Beritan Güneş Altın ve CHP İstanbul Milletvekili Türkan Elçi’nin Kürtçe konuşması ile yaşanan gerginlikler kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Bu olayların ardından TBMM Başkanvekili Celal Adan’ın Türkçe uyarısı ve mikrofon kapatma kararları gündeme geldi.
Grup başkanvekilleri, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunmak için söz aldıklarında, Uluslararası Ana Dili günü sebebiyle bazı milletvekilleri Kürtçe konuşmaya karar verdi. DEM Parti ve CHP’li vekillerin Kürtçe konuşması üzerine tartışmaların başlamasıyla mikrofon kapatma kararları alındı. Konuşmaları yarıda kalan vekillerin, TBMM Başkanvekili Celal Adan’a tepki gösterdiği görüldü.
TBMM Başkanvekili Celal Adan, Anayasa’ya atıfta bulunarak konuşmaların Türkçe yapılması gerektiğini ve aksi durumda mikrofonun kapatılacağını belirtti. Adan, milletvekillerinden bu konuya dikkat etmelerini istedi. Bu açıklamaların ardından DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, uluslararası ana dil gününün kutlanması gerektiğini ve herkesin kendi ana dilinde selamlama yapması gerektiğini ifade etti. Temelli, mikrofon kapatma kararlarını bir söz hakkının gaspı olarak değerlendirirken, AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta da Kürtçe savunma hakkının AK Parti iktidarı döneminde getirildiğini ve bu konuda önemli adımların atıldığını vurguladı.
Usta, günün önemini vurgulayarak ana dilin korunması ve yaşatılmasının herkesin sorumluluğu olduğunu belirtti. Kürtçe dilde eğitim ve yayın hakkının da önemini vurgulayan Usta, etnik köken ve dil üzerinden siyasi zemin oluşturmaya çalışanlara karşı mücadele edeceklerini ifade etti. Bu durumu kabul etmeyeceklerini belirten Usta, Kürtçe dilin korunmasına destek olacaklarını ve herkesin ana dilinde ifade özgürlüğüne sahip olması gerektiğini söyledi.
Tartışmaların ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaşanan bu olaylar, dil meselelerinin ülke gündemindeki yerini bir kez daha gösterdi. Kültürel ve etnik farklılıkların barış içinde bir arada yaşaması adına yapılan bu tür adımların, toplumsal uzlaşı ve hoşgörüyü sağlamaya yönelik bir adım olması beklenirken, yaşanan gerginlikler bu yönde atılan adımların henüz yeterince olgunlaşmadığını gösterdi.
