Ümit Doğan, sosyal medyada Sultan Abdülhamid ile ilgili uzun bir paylaşımda bulunarak, bu konuda yaptığı araştırmalar ve yazdığı kitaplardan bahsetti. Doğan, “Okuyucularım bilirler. Üzerinde çalışmadığım, yeterli bilgi sahibi olmadığım konularda yazmamaya, fikir beyan etmemeye özen gösteririm” diyerek, Sultan Abdülhamid konusuyla ilgili olarak dikkatini çekti. Bu tarihi şahsiyetin sıkça siyaset arenasında tartışıldığını belirtti.
İSRAİL’İN KURULUŞU ÜZERİNE GÖRÜŞLER
Doğan, paylaşımlarında Abdülhamid’in Yahudilere toprak vermediği yönündeki iddialara da değindi ve bu bağlamda İsrail’in kuruluşuna dair birtakım bilgilere yer verdi. Abdülhamid’in Filistin bölgesinden aldığı toprakların, günümüzdeki İsrail’in temellerini oluşturduğunu ifade etti. Doğan, 1940’lı yılların sonlarına kadar süren olumsuz Sultan Abdülhamid algısının, bu tarihten sonra düzeldiğini belirtti ve mevcut durumun gereğinden fazla yüceltildiğini savundu. Sultan Abdülhamid’in özünde bir devlet adamı olarak yeterince başarılı olmadığını, ancak dönemin koşullarını göz önünde bulundurmak gerektiğini vurguladı.
Doğan, “Başarılı bir padişah değildir, ancak devletin o dönemki şartlarını göz önünde tuttuğumuzda başarısızlığı nedeniyle onu suçlamak haksızlık olacaktır,” diyerek gerçeği ifade etti. Gerçek Sultan Abdülhamid ile modern toplumda uydurulan, idealize edilmiş bir imaj arasında ciddi farklılıklar olduğuna dikkat çekti. Tarihçinin görüşü, Abdülhamid’in asıl hedefinin devletin toprak bütünlüğünü korumak olduğu yönünde iken, bugünkü algının tamamen bir yanlış yönlendirme olduğunu öne sürdü.
Neticede Sultan Abdülhamid’in bir lider olarak, uluslararası alanda beklenen saygıyı göremediğini belirten Doğan, Rus ordusunun Yeşilköy’e dayanmasıyla İngiltere’nin Sultan Abdülhamid’den Kıbrıs talep ettiğini hatırlattı. Bu süreçte, Osmanlı İmparatorluğu’nun itibarının düşmesine neden olan bir dizi olay yaşandığına vurgu yaptı. Doğan, Abdülhamid’in Yahudilere toprak vermediği yönündeki iddialarının da doğru olmadığını, ancak bu durumun dikkatli bir analize ihtiyaç duyduğunu ifade etti. Rothschild ailesinin, Abdülhamid döneminde Filistin’de toprak satın alarak köyler kurduğunu ve bunların günümüzdeki İsrail’in temellerini oluşturduğunu kaydetti.
Doğan, Abdülhamid döneminde baskıcı bir yönetim anlayışının benimsendiğini ve bunun tarihi pek çok olaya yol açtığını belirterek, amcası Abdülaziz’in ölümü ile abisi V. Murad’ın tahttan indirilmesinin bu durumu daha da kötüleştirdiğini vurguladı. Sultan Abdülhamid’in Hafiye Teşkilatı’nı kurmasının nedeninin her an bir suikaste hedef olabileceği korkusu olduğunu ifade etti.
Baskı ortamının yarattığı jurnalciliğin toplumda ne denli yaygınlaştığını açıklayan Doğan, herkesin herkesin peşine düşerek ajitasyon yaptığını anlattı. Herkesin birbirini rahatsız etme ve iftira atma yoluna gittiği bir ortamda, kişiler arasında güvenin kalmadığını belirtmekteydi. Doğan, bu durumun halkın Abdülhamid’e muhalefet göstermesine yol açtığını da ifade etti.
Söz konusu dönemde birlikteliğin sağlanması zorlaşırken, birçok insan jurnalciliğin getirilerini kullanarak çıkar sağlamaya çalıştı. Jurnal yeteneğine sahip olanların, padişah yaverliği gibi önemli mevkilere yükseldiği bu süreçte, toplumun alt tabakasından en yüksek tabakasına kadar birçok kişi, jurnalciliği bir gelir kaynağı haline getirmişti.
Tarihçi Doğan’ın dikkat çektiği bir diğer nokta ise bu baskı ortamının, abdestsiz
