“`html
Bu olay, Hasan K’nin, Ali Rıza Güran ile yapmış olduğu telefon görüşmesi kayıtlarına dayanmaktadır. Görüşmenin odak noktasını, Hasan K’nın Bahtiyar ailesine aktarılması gereken bir mesaj oluşturuyor. Hasan K, “Ben yapmışım dese, evlerini getirirdik, Gazal’ın evini Gazal’a verirdik. Sen onlara söyleyebilir misin? Ben onlara diyemem” şeklinde bir ifade kullanarak olayın karmaşasını ortaya koymuştur.
Ardından, gazal Bahtiyar bu duruma yönelik olarak, “Deseydin enayi var karşınızda. Onlar yapsın, onun üstüne atsın, evi versin Gazal’a. Ben onu Nevzat’a kurban ederim. Dünya malına mı kanacağım? Nevzat’ın evini yıktılar, evine ateş attılar.” diyerek durumu oldukça sert bir dille eleştirmiştir. Bu ifadeler, Bahtiyar ailesinin uğramış olduğu haksızlıkların altını çizerken aynı zamanda tarafların ruh halini de yansıtmaktadır.
Hasan K, durumu daha da netleştirirken, “Ben dedim çocukları bana söyledi, ‘Arabamızın devrini bize versinler.’ (Güran ailesi) Küçük kardeşleri, ‘Tamam arabanın devri mesele değil. Zamanı gelince veririz.’ dedi” şeklinde bir açıklamada bulunmaktadır. Bu ifade, anlaşmaların ve iletişimin ne kadar dağınık olduğunu göstermektedir.
Gazal Bahtiyar, acısını ve öfkesini dile getirirken, “Kendileri öldürdü, onlar kızlarını öldürdü, bizimkinin boynuna koydular. Sonra teklif göndersinler” demiştir. Bu sözlerden, karşı tarafın yaptığı eylemlerin ne kadar ağır sonuçlar doğurduğu anlaşılmaktadır.
Bu diyalogda, Hasan K’nın “Bana söylediler, ben de söylerim dedim.” ifadesi, iletişimsizlikten kaynaklanan karmaşayı bir nebze olsun hafifletmeyi hedeflerken, Gazal’ın “Söyle ayaklarını denk atsınlar, bana kelimeler söylemesinler amca. Bu fukarayı hapiste çürüttüler.” cümlesi, mağduriyetinin ve maddenin ötesindeki sıkıntısını gözler önüne sermektedir.
Hasan K, bu noktada “Ne diyeyim Allah hakkınızı bırakmasın.” sözleriyle durumu daha da derinleştirirken, Gazal’ın “Amin. Bu fukaranın hiçbir şeyden haberi yoktu amca, ben evdeydim. Geldi yemeğini yedi, gitti, ağaçlarını suladı, onu çağırdı, ne yaptıysa onun üstüne attı.” sözleri, olayların karmaşası içerisinde masumiyetin nasıl zedelendiğini vurgulamaktadır.
Hasan K’nın “Suç onundur, Nevzat’ın hakkı ölümdür. Nevzat niye cesetlerini götürdü, sakladı. Deseydi ‘Ben niye saklıyorum?’” ifadesi, Nevzat’ın durumunu sorgularken Gazal’ın “Onu tehdit ettiler amca, onu tehdit etmeseydi gider miydi?” yanıtı, olayın iç yüzünü gözler önüne sermektedir.
Hasan K, “Gittiğinde; bir haftası bittiğinde, tutuklandığında gitseydi ‘Zorla bana yaptırdı.’ Girmezdi hapse.” diyerek Nevzat’ın akıbetini sorgularken, Gazal “Sakın hacı Rıza (Ali Rıza Güran) onların tekliflerini göndermesin.” diyerek karşı tarafın olası girişimlerine karşı bir önlem almaktadır. Hasan K da hedef durumunu belirleyerek “Haber gönderseler siz de ‘yok’ dersiniz.” ifadesiyle durumu kapatmaya çalışmaktadır.
İbrahim Bahtiyar (Nevzat Bahtiyar’ın oğlu) ise, “Dayı onlara söylersin, devlet ne derse odur. Onlar demiyor muydu devlet ne derse odur. Devlet ortaya çıkaracak.” diyerek durumu son noktada anlamlandırmaya çalışmaktadır. Hasan K’nın, “Kim ise devlet çıkaracak ortaya. Ben evlerin arasındayım, millet etraf