Polonya’daki Magdalenian avcı-toplayıcılarının cenaze ve ritüel uygulamaları üzerine yapılan yeni araştırmalar, Scientific Reports dergisinde yayımlandı.
Önceki çalışmalar, eski insan topluluklarının yamyamlığa ya ritüel amaçlı ya da açlık durumlarında başvurduklarını savunuyordu.
Son araştırma, Krakow yakınlarındaki Maszycka mağarasında 19. ve 20. yüzyıllara kadar yapılan kazılarda elde edilen pek çok kemikte yamyamlık izleri ortaya koyuyor.
Kemiklerin çoğu parçalanmış halde bulunduğundan, bu kalıntıların insanlara ait olduğu anlaşılmamıştı.
Son dönemde, 53 kemikteki kesik izlerini 3D mikroskopi teknikleri kullanarak inceleyen bilim insanları, bu kalıntıların “beslenme amacıyla kullanıldığını” doğrulayabiliyor.
Analizler, cesetlerin ölüm sonrası oldukça kısa bir süre içinde, çürümeye fırsat verilmeden işlendiğini göstermekte.
Araştırmacılar, fosil insan kemiklerindeki işaretlerin, kesilip yenen hayvan kemiklerindeki izlerle benzerlik gösterdiğini belirtiyor.
Bazı fosil kemiklerin, zengin besin içeren iliklerinin yenmesi için kırıldıkları da tespit edildi. Ayrıca kafataslarındaki kesik izleri, beyine ulaşmak amacıyla kafa derisinin ve etin çıkarıldığını göstermektedir. Kemiklerdeki izler ve kasıtlı kırıklar ise “kas demetlerinin, beynin ve iliğin çıkarıldığını” ortaya koyuyor. Bilim insanları, “Bu sistematik hareketler, cesetlerin besin açısından en değerli kısımlarına öncelik verilerek kapsamlı bir şekilde tüketildiğini ortaya koyuyor” değerlendirmesini yaptı.
Rovira i Virgili Üniversitesi’nden ortak yazar Francesc Marginedas, “İskeletteki kesik izlerinin ve kasıtlı kırılmaların yeri ve sıklığı, cesetlerin besinsel olarak sömürüldüğünü açıkça gösteriyor ve cenaze töreni hipotezini geçersiz kılıyor” şeklinde konuştu.
İnsan kemiklerinin hayvan kemikleriyle iç içe bulunması, bu kalıntıların birlikte tüketilmiş olabileceğini düşündürüyor.
Tüm kemiklerin aynı döneme tarihlendirilmesi, araştırmacıları hayvanların ve insanların muhtemelen savaşa bağlı bir olayda öldürülmüş olabileceği sonucuna götürüyor.
Araştırmanın diğer bir yazarı Palmira Saladié, “Yamyamlık, insan evriminin farklı dönemlerinde belgelenmiş bir davranıştır. Tarih öncesi bağlamlarda, hem hayatta kalma ihtiyaçlarına hem de ritüel uygulamalara ve grup çatışmalarına yanıt verebilir” dedi.
Araştırmacılar, yaklaşık 20 bin yıl önceki Son Buzul Maksimum’u sonrası demografik genişlemenin kaynaklar için rekabeti artırmış olabileceğini ve bunun da erken insan toplulukları arasında çatışmalara yol açmış olabileceğini ifade ediyor.
Bu tür çatışmaların bazı durumlarda savaş yamyamlığına yol açmış olabileceği düşünülüyor.
Miralayhaber.com
