Bugün, Avrupa Birliği (AB) Suriye’nin geleceğinde önemli bir rol oynamak amacıyla, “yeni Suriye” konulu dokuzuncu yıllık konferansını Brüksel’de düzenliyor.
Konferansın ismi “Suriye’nin yanında durmak: Başarılı bir geçiş için ihtiyaçları karşılamak” olarak belirlenmiş olup, daha önce gerçekleştirilen sekiz etkinlikten oldukça farklı bir içerik sunacak.
Bu önemli değişimin pek çok nedeni bulunuyor.
Öncelikle, AB’nin Suriye’ye uyguladığı yaptırımların ardındaki Esad rejimi artık sahada mevcut değil.
Bu konferans, Esad’ın devrilmesinin ardından düzenlenen ilk etkinlik olması bakımından bir dönüm noktası teşkil etmekte.
Geçmişteki toplantılar, yalnızca ülke içindeki ve komşu ülkelerdeki Suriyelilere yardım hedefliyken, bu seferki konferans Suriye’nin tamamına destek vermeyi amaçlıyor.
Önceki sekiz konferansta Şam’a resmi davet yapılmazken, dokuzuncu konferansta Suriye resmen temsil edilecek.
Toplantıya Suriye adına katılacak olan isim, Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani olarak öngörülüyor.
Bu katılım, Suriye’deki yeni yönetimin uluslararası alandaki meşruiyetini güçlendirmek için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Ayrıca, bu toplantı, Suriye’nin savaş sonrası döneme girdiğine dair ilk belirgin işaretlerden biri olarak öne çıkmakta.
Kallas: ‘Hiçbir çabadan kaçınmamalıyız’
Konferans, Suriye’deki yeni döneme dair zorlukların sürdüğü bir zaman diliminde gerçekleştiriliyor.
Toplantıda, geçiş sürecinin ilk adımları, ekonomik ve sosyal iyileştirmeler için gerekli olan kaynaklar, insani yardım ve uluslararası topluluğun desteği gibi konular ele alınacak.
AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, konferansa başkanlık ederken, Suriye halkının yanında olma kararlılığına vurgu yaptı.
Kallas, bu yılki Suriye Konferansı’nın büyük bir sorumluluk anı olduğunu belirtirken, “Tüm Suriyelilere, ülkelerini kendi özlemleri doğrultusunda yeniden inşa etme fırsatı sunacak kapsayıcı bir geçiş sürecine yardımcı olmak için hiçbir çabadan kaçınmamalıyız” dedi.
Toplantıya katılacak ülkeler arasında sadece AB üyesi devletler değil, aynı zamanda ABD, Birleşmiş Milletler ve Türkiye’nin de bulunduğu bölge ülkeleri de yer alacak.
Kırkın üzerinde ülke ve uluslararası kurumun konferansa katılması bekleniyor.
Türkiye yaptırımların kaldırılmasını talep ediyor
Konferansta Türkiye’yi Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz temsil edecek.
Türkiye’nin mesajları, üç ana başlık altında şekillenmesi bekleniyor.
Suriye’nin ekonomik güvenliğini, ülkenin istikrar ve güvenliği açısından temel bir unsur kabul eden Türkiye, AB’nin Başar Esad döneminde uygulamaya koyduğu yaptırımların kaldırılmasını talep ediyor.
Ankara, bu sürecin herhangi bir şart ve takvime bağlı olmaksızın gerçekleşmesi gerektiğini savunuyor.
Türkiye’nin bu taleplerini Brüksel’deki konferansta dile getirmesi öngörülmekte.
Ayrıca, Suriyelilerin ülkelerine dönmelerini teşvik etmek amacıyla ülkenin yeniden inşası ve bu süreçte yeterli mali desteğin sağlanması da Türkiye’nin öncelikli mesajları arasında yer alacak.
Türkiye, konferansta Suriye’de sürdürülebilir istikrar ve güvenliğin sağlanmasına da dikkat çekecek.
Ankara, bunun sağlanması için ülkenin terör unsurlarından tamamen arındırılmasının kritik bir gereklilik olduğu hususunu vurgulayacak.
AB tüm yaptırımları hemen kaldırır
