USD38,10
%0.34
EURO43,49
%0.15
CNY5,24
%0.08
GBP51,09
%0.12
EURO/USD1,14
%0.24
BIST9.317,24
%-0.84
Petrol67,96
%3.2
GR. ALTIN4.076,87
%0.33
BTC3.252.564,76
%0.84
  1. Haberler
  2. Siyaset
  3. CHP Kurultayı: Sesler Susturulunca Demokrasiden Ne Kalır?

CHP Kurultayı: Sesler Susturulunca Demokrasiden Ne Kalır?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Geçtiğimiz yazımda geçen “Artık Hepimiz İmamoğlu’yuz” ifadesi, bazı okurlar tarafından yanlış yorumlandı. Bu nedenle, bu noktada bir açıklama yapmayı gerekli görüyorum.

Bu ifade, kişisel bir görüşün ötesinde, Maltepe ve Saraçhane’ye adalet, özgürlük ve eşitlik talepleriyle toplanan binlerce insanın duygusunu yansıtıyordu. Bu duygu, çoğu insan için İmamoğlu’ndan çok daha fazlasını ifade etmektedir. Siyaseti yalnızca isimler üzerinden değil, ilkeler ve tutarlılık perspektifinden değerlendiren bir anlayışım var. Bu nedenle, bu duyguyu sahiplenirken, eleştirel bir mesafe koymayı da önemsiyorum. Söz konusu ifadede dile gelen his, anayasal protesto haklarını kullandıkları için haksız yere tutuklanan gençlerin ve insanların sesiydi.

Bu söz, düz anlamının çok ötesinde, binlerce insanın ortaklaşa paylaştığı sembolik bir mesaj olarak görülmelidir. O gün meydanda “İmamoğlu olmak”, tek bir kişiye değil; bir haksızlığa karşı durmanın, adalet talebinde birleşmenin ifadesiydi. Bu nedenle, ifadeyi yalnızca sözlük anlamına hapsederek anlamak yanlıştır. Ben sadece, o meydanları dolduran ruhu duyulabilir kılmak istedim.

“Hepimiz İmamoğlu’yuz” ifadesi, bir hak talebinin sembolü olarak değerlendirilebilir; ancak bu sembol sorgulanmaktan kaçınılmamalıdır. Bugün, “Erdoğan’ın dişine göre” diye desteklenen bir siyasetçinin, sadece rakibine benzediği için meşrulaştırılması, sağlıklı bir tartışma ortamı yaratmamaktadır.

OLAĞANÜSTÜ DEĞİL OLAĞANDIŞI KURULTAY

Doğru yerde durmak, onurlu bir mücadele vermek ve erdemli kalmak; sadece kazanmak ya da kaybetmekle değil, kazanma ya da kaybetme şeklinde de değerlendirilmelidir. Cumhuriyet değerlerini sahiplenmek, onları hatırlamak değil; bu değerlere zarar vermemekle mümkündür. Atatürk’ü ya da çağdaşlık iddiasını, bireysel hatalar üzerinden değerlendirmek, bu değerlerin özüne aykırıdır. Bu görüşü benimsiyoruz.

Tarih, yalnızca olanı değil, olması gerekeni de yazmaktadır.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin 21. Olağanüstü Kurultayı, “olağanüstü” değil, tam anlamıyla “olağandışı” bir atmosferde gerçekleştirildi.

Listeler şeffaf olarak sunulsa da, blok bir eğilim gözlemlendi. Delegeler, Özgür Özel’in önerdiği listeyi herhangi bir fire vermeden kabul etti; parti meclisinde de bu eğilim adeta belirginleşti. Bu durum, partideki farklı seslerin ne ölçüde geri planda kaldığını sorgulamayı gerekli kılmaktadır. Alternatif fikirlere ve eleştirel duruşlara ne oldu? Çarşaf liste tekniği, blok bir sonuca dönüşünce akıllardaki soru, gerçek birliğin yokluk mu yoksa birlikte var olabilme yeteneği mi olduğudur.

***

21. Olağanüstü CHP Kurultayı, yalnızca sonuçlarıyla değil, şekliyle de tartışmalara yol açacak bir havada gerçekleşti. Çünkü mesele, yalnızca kimin kazandığı değil; hangi seslerin bastırıldığı ve hangilerinin hiç duyulmasına izin verilmediğidir.

Berhan Şimşek’in başkanlık adaylığı girişimi, bu bağlamda oldukça anlamlıydı. Kurultay sabahı 90’ı aşkın imza toplamasına rağmen, başvurusunun kabul edilmemesi için beş dakikalık gecikmeye bahane bulunması dikkat çekiciydi. Geçmişte benzer durumlarda saatlerce beklemelerin tolere edildiği örnekler mevcuttu. İki yolun seçimi, kullanılarak katı bir tavır sergilenmesi, yalnızca bir usul meselesi olarak değerl

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
CHP Kurultayı: Sesler Susturulunca Demokrasiden Ne Kalır?
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Miralay Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!