Türkiye Cumhuriyeti, açık bir irade ile milli birlik ve dayanışma duygusunu öne çıkararak, adaletin temelini oluşturan bir zeminde tarihi bir dönüm noktasına ulaşmıştır.
Ülkenin dört bir yanına emek ve fedakarlıkla ekilen barış tohumları, umutla filizlenerek tomurcuğa dönüşmüş ve nihayet çiçek açmayı başarmıştır.
Bugüne dek yaşanan zorluklar, çekilen acılar ve ödenen bedeller, milli ruhumuza ancak uyandırıcı bir ateş gibi düşse de, bu süreçte milli birlik ve kardeşliğimizi zedeleyecek herhangi bir siyasi veya sosyal kırılma yaşanmamıştır.
Türk ve Kürt halkları arasındaki hürmet ve sevgi, aziz milletimizin varlığı içinde somut bir şekilde kendini göstermiş, bu duygularla birlikte kopma veya bölünme emaresine rastlanmamıştır.
Dünya genelinde yayılan savaş ve çatışmaların derin gölgeleri, insanlık ve coğrafyayı sosyal olarak etkilese de, Türkiye Yüzyılı’nın barış ve huzur uyanışı, bunun yanında muazzam bir tarihi ilerlemenin göstergesi olmuştur.
27 Kasım 1978’de Diyarbakır’ın Lice ilçesinde kurulan bölücü terör örgütü PKK, ilk silahlı eylemini 15 Ağustos 1984 tarihinde Siirt ile Hakkari’de gerçekleştirmiştir. Örgüt, 12. Kongresini 5-7 Mayıs 2025 tarihleri arasında düzenleyerek, 27 Şubat İmralı çağrısına uyumlu kararlar almayı planlamaktadır.
Bu çerçevede, PKK’nın silah bıraktığı ve örgütsel varlığını feshettiği yönündeki açıklama, bugünden itibaren geçerlilik kazanmıştır.
Umut ediyorum ki, 47 yıl boyunca ihanetle yazılan bu karanlık sayfa bir daha açılmamak üzere kapanacaktır.
Söz konusu bu tarihi gelişmenin pek çok önemli ve özel sonuçları olacağı kuşkusuzdur; gelecekteki siyaset ve demokrasinin gelişimiyle birlikte, silahlı çatışma dönemi geride kalacak ve yaşanan acıların ibretlik dersleri anılacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi, 22 Ekim 2024’ten bu yana terörsüz bir Türkiye hedefini kararlılıkla savunmuş, istismar ortamlarına ve hamasi söylemlere kapılmamıştır.
Partimiz ve Cumhur İttifakı, geri adım atamadan, özellikle İmralı ile DEM Parti üzerinden ülkemizi tehdit eden risk ve tehditleri dikkatle değerlendirmiştir.
Birlikte hareket etmenin önemini vurgulayarak, Türkiye’nin uzun yıllardır omuzlarında taşıdığı terör ve bölücülük yüküne müdahale edilmiş ve olumlu sonuçlar alınmıştır.
Milletime ve ülkem için feda edilen hayatımın anlamlı anlarını yaşamanın sevincini taşırken, gelecekte daha temkinli ve dikkatli adımlar atmanın önemini değerlendiriyorum.
Silahların bırakılmasıyla alakalı süreç, ne zaman, nerelerde ve hangi koşullar altında gerçekleşecek, bu konulardaki faktörlerin analizi ve takibi önem arz etmektedir.
Feshedilen PKK’dan PYD/YPG’ye olası geçişlerin denetimi ve kontrolü, bu süreçteki önemli unsurlar arasında yer almalıdır.
Silah bırakan örgüt militanlarının durumu, suç ilişkisinin tespitinde izlenecek yol haritası dikkatle belirlenmelidir.
PKK’nın lider kadrosuna yönelik alınacak tedbirlerin kapsamı ve sınırları netleştirilmelidir.
Siyasi ve hukuki reformlarla demokrasi ve sivil siyasetin güçlendirilmesi, kardeşlik iradesini pekiştirecek stratejik adımlarla desteklenmelidir.
Barış ortamının kalıcılığı ve gerçekçiliği kesinlikle sağlanmalıdır.
Önyargıların üzerinde durulmalı, anlamsız
