Miralay Haber Haber Merkezi
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, iki cumhuriyet savcısına hakaret ettiği iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında Silivri Cezaevi’nde ifade verdi. Hâkimlik sorgusunda, “Ben şahısların ailelerine, özel hayatlarına, onurlarına dair bir hakarette bulunmadım. Kamu görevine müdahale edenlere karşı kamu adına eleştiri getirdim. Temsil ettiğim değerleri ve milletin iradesini yargılamaya çalıştıklarını biliyorum. Unuttukları bir şey var: Bu milletin vicdanı, kurguya değil hakikate inanır.” şeklinde konuştu. İmamoğlu, sorgu sırasında kendisine yöneltilmeyen iddialar ve görsellerin dosyaya eklendiğini vurgulayarak, “Bu tablo, bir yargılama değil, baştan kurgulanmış bir suç isnadıyla karşı karşıya bırakıldığımın açık göstergesiydi,” dedi.
İBB’ye yönelik ‘yolsuzluk’ soruşturması nedeniyle 23 Mart’tan beri tutuklu bulunan İmamoğlu hakkında, terör soruşturması kapsamında verdiği ifadeler sebebiyle bir başka soruşturma açıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmayı “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret” iddiasıyla başlattı.
İmamoğlu, bugün Silivri’deki Marmara Cezaevi’nden SEGBİS sistemi aracılığıyla ifade verdi. İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan, müvekkilinin ifadesini sosyal medya üzerinden paylaşarak aktardı.
İmamoğlu, ifadesinde “Bu soruşturmanın gerçek bağlamı, yargı tacizi ve meşru siyasi rekabetin yerini iftira ve algı operasyonlarına bıraktığı bir zeminde şekillenmiştir. Seçim sürecinde ‘İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder’ diyen kişinin kaybının iktidarına yönelik olduğunu fark etmesiyle birlikte hukuk dışı yolları tercih ettiğini ifade etti. Kamu gücünü siyasal bir araç haline getirerek kaçınılmaz sonunu ertelemeye çalıştığını belirtti.
İmamoğlu, emniyette kendisine yöneltilen suçlamanın, mecliste grubu bulunan bir siyasi partinin yöneticileriyle yapılan görüşme üzerinden terör örgütüne yardım olarak nitelendirildiğini öğrendiğini açıkladı. Mecliste grubu bulunan yasal bir partinin yetkilisi ile yapılan görüşmelerin terör faaliyeti olarak nitelendirilmesinin hukuki bir açıklaması olmadığını vurguladı.
İmamoğlu, hâkimlik sorgusu sırasında kendisine yöneltilen soruların yanı sıra hiç kendisine sorulmamış konuların da dosyaya eklendiğini söyledi. “Bu davranış, tarafsız ve bağımsız olarak hareket etmekle yükümlü kamu görevlilerinin yapması gereken bir şey değildir. Elbette bunun adı kumpastır, bunun adı siyasi pusudur,” dedi.
Bunun yanı sıra kendisine yöneltilen eylemlerle ilgili görünür olan evrakların yargılamayla ilgili değil, adaletin kendisine yönelik bir sorgu teşkil ettiğine dikkat çekti. “Terör örgütüne yardım gibi asılsız bir suçlamayla ilişkili olmak, hayatımda karşılaştığım en ağır ve onur kırıcı bir durumdur. Bu, sadece hukuksuz bir girişim değil, aynı zamanda beni itibarsızlaştırmaya çalışan bir operasyonun parçasıdır,” ifadelerini kullandı.
İmamoğlu, ifadesinde hiç şahıslara değil, kamu görevine yapılan eleştirileri hedef aldığını yineleyerek, “Beni temsil ettiğim değerleri ve milletin iradesini yargılamaya çalıştıklarını biliyorum,” dedi.
İmamoğlu’nun ifadesinde ne demişti?
İmamoğlu, “Yüce Türk yargısına ve binlerce namuslu yargıç ve savcıya sesleniyorum; bu tür meslek ahlakını yitirmiş insanlara meydan vermeyin. Ramazan ayında kul hakkını aşarak milletimize ve vatana ihanet etmektedirler. Bu suç isnadının bende hiçbir kıymeti yoktur.
