Ankara’da yaşayan 3 çocuk annesi Opr. Dr. Zeynep Erdoğan, pandemi sürecinde internet aracılığıyla tanıştığı Mehmet Erdoğan’la yaklaşık 8 ay sonra dünya evine girdi. Fakat zamanla Mehmet Erdoğan’ın sürekli para istemesi ve işsizlik durumu Zeynep Erdoğan’ı endişelendirdi. Yaptığı araştırmalar sonucunda, eşinin geçmişte dolandırıcılık suçuyla sabıkalı olduğunu öğrenmesiyle şok oldu.
CİNAYET GÜNÜNDE YAŞANAN DEHŞET
9 Mayıs 2021’de, çift arasında başlayan tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Mehmet Erdoğan, üvey oğlu Ahmet A.’yı bağlayarak bodrum kata indirdi. Ardından Zeynep Erdoğan’ın başına sopa ile vurdu ve kadının ellerini, ayaklarını ve ağzını bantladı.
Sonrasında, Zeynep Erdoğan’a bıçakla 5 kez saldırarak ölümüne sebep oldu. Cinayetin ardından, Zeynep Erdoğan’a ait araca binip kaçan Mehmet Erdoğan, Ahmet A.’nın yardım çağrısı yapmasının ardından kısa sürede yakalandı.
“AMACIM ÖLDÜRMEK DEĞİLDİ” SAVUNMASI
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, sanık Mehmet Erdoğan hakkında “eşe karşı kasten öldürme”, “öldürmeye teşebbüs” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet ve 34 yıla kadar hapis cezası talep etti. Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada Erdoğan, “Çok pişmanım. Öldürmek istemedim. Çocuğu annesini o halde görmesin diye alt kata indirdim” diyerek kendini savundu.
Ancak mahkeme, sanığın suçlamalarına ilişkin cezai ehliyetinin tam olduğunu ve olayın önceden planlandığını belirleyerek, “kasten öldürme”, “öldürmeye teşebbüs” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve toplamda 25 yıl hapis cezası verdi. Mahkeme, sanık lehine herhangi bir indirim uygulamadı.
YARGITAY’DAN DİKKAT ÇEKEN KARAR
Tarafların istinaf başvurusu üzerine dosya, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi’ne gönderildi. Daire, tüm başvuruları esastan reddetti. Ardından dosya temyiz yoluyla Yargıtay’a ulaştı. Sanık avukatı, olayda eksik inceleme yapıldığını, haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğini ve verilen cezanın fazla olduğunu savundu. Müşteki avukatları ise en ağır cezanın uygulanmasını istedi.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, yapılan incelemelerde olayın tüm delillerinin düzgün toplandığını, eylemlerin hukuki olarak doğru değerlendirildiğini ve haksız tahrik ya da sanık lehine herhangi bir karar verilmesi gereken bir durum tespit edilmediğini açıkladı. Böylece yerel mahkemenin verdiği ağırlaştırılmış müebbet ve 25 yıl hapis cezası kesinleşmiş oldu.
