Miralay Haber Haber Merkezi
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Grup Toplantısı’nda önemli açıklamalarda bulundu.
Bakırhan’ın konuşmasında vurguladığı ana noktalar şöyle:
“Tam dört yıl önce, 17 Haziran 2021 tarihinde İzmir il binamıza yönelik planlı bir saldırı gerçekleştirildi. Bu saldırıda kaybettiğimiz yoldaşımız Deniz Poyraz için adalet talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Deniz’in yaşamına alçakça kast edenlerin kimliği ve bu saldırının arkasındaki örgütlü yapı ortaya çıkana kadar mücadelemiz sürecek.”
Dört yıl geçse de, bu siyasi cinayetin aydınlatılması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu vesileyle, Deniz yoldaşımızı en içten duygularımlarla anıyorum; barış mücadelesini onun emeğiyle büyüteceğimizi taahhüt ediyorum.
Bir asırda yaşanacak tarihi günlerden geçmekteyiz. Öyle günler ki, yüzyılların hesabı birkaç haftada görülebiliyor. Yeryüzünde belirsizlik ve kaosun hâkim olmadığı hemen hemen hiçbir kıta kalmadı. Krizlerin en çok etkilediği Ortadoğu’da zaman hızlandıkça, Suriye’deki istikrarsızlık devam ederken bir anda Gazze’de insanlık dramına tanıklık ediyoruz.
Yüreğimiz Gazze için atarken, Ortadoğu’nun en keskin fay hatları açığa çıkıyor. 13 Haziran’da başlayan İsrail-İran çatışması, bölgenin kaderini derinden etkileyebilir. Uzaktan ve yapay zeka destekli yürütülen bu savaş, yeni felaketlerin habercisi bir çatışma olarak sürmekte. Bu savaş büyüdükçe devasa jeopolitik kırılmalara tanık olabiliriz.
Suriye’de yaşanan göç ve ölümlerin çok daha fazlası yaşanabilir ve bölge uzun süreli bir kaosa sürüklenebilir. Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği’nden arkadaşlarımız da bizlerle. Göç, savaş ve sürgünlerin etkilerini en iyi bilenlerden biri olarak, savaşın ağaçları köklerinden kopardığını belirtiyorlar. Bu nedenle, Ortadoğu tarihinde büyük bir siyasi ve toplumsal deprem yaşanabilir!
Hiçbir Fars, Arap, Türk, Kürt veya Yahudi’ye faydası olmayan bu çatışmaların derhal sona ermesi gerekmektedir. DEM Parti olarak, bu çatışmaların sorunu kökleştireceğinin bilincindeyiz ve tüm tarafları diyalog yapmaya davet ediyoruz.
İran ve İsrail, bu savaşı tarihsel misyonları ya da ideolojik meşruiyetleri için bir sınav olarak görmemelidir. Artık geçmişte yaşananların benzeri bir Ortadoğu’da bulunmuyoruz. Olmaz denilen her şey olabiliyor; yıkılmaz denilen rejimler hızla çökebiliyor!
Ortadoğu’daki kaosun ritmi yükselirken, Türkiye’de barış ve çözüm iradesinin yükselmesi için birlikte hareket etmeliyiz. Kaosun gürültüsünün, barış ve çözüm irademizi bastırmasına izin vermemeliyiz.
Ateş çemberi içinde bulunan ülkemizde, maceracı senaryolar yerine Türkiye halklarının iç barışını sağlamak en güvenli yoldur. Daha fazla demokrasi, adalet ve özgürlük, tek parolamız olmalıdır!
Bölge ve Türkiye; silahlarla ya da küresel masa başı planlamalarla değil, demokratik, eşit ve ortak yaşamla barışa kavuşabilir. Hürmüz Boğazı’ndaki gerilim İzmir ekonomisini ve Diyarbakır huzurunu etkiliyorsa, artık düşünme zamanıdır.
Türkiye bu fırtınadan nasıl kurtulabilir? Reçete nettir: Kürt sorununda demokratik çözüm ve demokratik bir Türkiye’nin inşası. Sayın Öcalan’ın PKK Kongresi’ne sunduğu perspektif, burada yaşayan tüm halkların güvenli
