Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, X platformunda yeni bir yazı paylaştı.
“Terörsüz Türkiye’ye geçişin dış ve iç sonuçları!” başlıklı yazısında Uçum, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vurguladığı gibi ‘stratejik önemi giderek daha iyi anlaşılan’ Terörsüz Türkiye hedefinin hem iç hem de dış çevrelerde pek çok olumlu sonuçlar doğuracağını ifade etti.
Uçum, Türkiye’nin dünya ve bölgedeki rolüne, ayrıca demokratik siyasete etkisini şu ifadelerle açıkladı:
Terörsüz Türkiye hedefinin, dünya genelindeki mevcut durumu ve bölgemizdeki potansiyel tehditleri dikkate alan bir strateji olduğunun altını çizen Uçum, bu durumu daha net bir şekilde gözler önüne serdi.
Bugün dünya genelinde hiçbir uluslararası kural ya da kurum etkin şekilde işlemiyor; açık güç çatışmaları ve her türlü savaşın yaşandığı karmaşık bir ortam söz konusu. Milli devletler için varlıklarını koruma ve sürdürebilme konusu, öncelikli bir hedef haline gelmiş durumda.
Türkiye, varlığına yönelik tehditleri ortadan kaldırmak amacıyla 15 Temmuz 2016’daki gerici ve faşist Fetö’cü kalkışmanın üstesinden geldikten sonra, emperyalizme karşı iç bölgesini güçlendirecek adımları daha kararlı şekilde atmaya başladı. Terörsüz Türkiye hedefi de bu çabaların bir parçasıdır.
Terörsüz Türkiye’ye geçiş, Türkiye’nin tam bağımsızlık ve anti-emperyalist mücadelesinde her alanda önemli bir dönüşüm sağlamaktadır. Bu hedef, Türkiye’nin varoluş güvencesini artırırken, adil bir küresel düzen için verilen mücadeleye de katkıda bulunacaktır.
Diğer yandan, terör devleti ve soykırımcı İsrail’in bölgeye yaşattığı yıkım, Türkiye’nin hem kendi gücünü hem de bölgedeki konumunu pekiştirme zorunluluğunu gündeme getiriyor.
“İSRAİL SALDIRGANLIĞIYLA MÜCADELE OLANAKLARI ARTAR”
Terörsüz Türkiye’ye geçişle birlikte:
Bölgedeki emperyalist tehditlerle ve Siyonist İsrail saldırganlığıyla mücadele olanakları artacaktır.
Türkler, Kürtler, Araplar ve Farsların birliği, bağımsız milli devletlerin güçlenmesine ve eşit işbirliklerinin kurulmasına fırsat tanıyacaktır.
Bölgedeki dini, dilsel ve kültürel çeşitlilik, bir tehdit unsuru değil; bölgesel ilişkilerin temel köprüsü olacaktır.
Türkiye öncülüğünde bölgesel işbirliği, Kürtlerin çeşitli ülkelerdeki varlığının katkılarıyla gelişecektir.
Türkiye ile birlikte hareket edecek bölge halklarının ticari işbirliği, serbest dolaşım ve ekonomik, sosyal, kültürel bütünleşme imkanları daha net hale gelecektir.
Her ülkenin birliğini ve bağımsızlığını gözeten, özgünlüğü dikkate alan ortak bir bölge hukuku oluşturmak mümkün olacaktır.
TÜRKİYE’DE DEMOKRATİK SİYASETE ETKİSİ
Türkler ve Kürtler arasındaki kardeşliği tehdit eden terörün her alanda son bulması, demokratik siyasetin üzerindeki yükleri hafifletir. Bu sebeple, terörü her türlü dil, vesayet ve örgüt üzerinden sona erdirmek için yapılan girişimler son derece değerli bir çalışmadır. Terörün tüm yönleriyle tasfiyesi, Türkiye’de demokratik siyaseti güçlendirecektir.
En önemlisi, terör vesayetinden kurtulan unsurların bağımsız bir demokratik siyaset geliştirme fırsatına sahip olmasıdır. Bu fırsatın kıymetini bilmek ve doğru bir biçimde değerlendirmek elzemdir.
Terör riskinin kaldırılması, demokratik siyasetin fikri kaynağını genişletir. Aktif terör faaliyetlerinin sona