Miralay Haber Haber Merkezi
Ünlü tarihçi, yazar ve akademisyen İlber Ortaylı, zeytinlik alanlarının madencilik faaliyetlerine açılmasına büyük bir itirazda bulundu. Ortaylı, zeytinin hem medeniyet hem de sağlık açısından taşıdığı önemi vurgularken, “Tarihe karşı hesap vermek zorundayız. Bu kanunun uygulanmaması için elimizden geleni yapmalıyız. Tabii ki kanuni yollarla. Ve lütfen insanlarımız zeytinlik alsın. Aldığınız zeytinlikler, hem sizi, hem çocuklarınızı hem de vatanı kurtarır. Türkiye, geliri düşük madenlerin, beton otellerin değil, zeytinliklerin vatanı olmalı” şeklinde konuştu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan enerji alanındaki torba kanun teklifinin 11. maddesi kabul edildi. Bu düzenleme ile zeytinlik alanlarının madencilik faaliyetlerine açılmasının önü açılmış oldu. Bu durum kamuoyunda eleştirilere yol açtı. Tarihçi İlber Ortaylı, sosyal medya üzerinden zeytinin nesiller için taşıdığı öneme dikkat çekerek herkesi zeytinliklere sahip çıkmaya davet etti.
ÇİĞDEM TOKER YAZDI – Zeytinlikleri yok etmek kamu yararıymış
İlber Ortaylı’nın sosyal medya paylaşımlarının tamamı şöyle:
“Zeytinyağı, insan sağlığı için altın değerinde bir sıvıdır”
“Gençliğimde hatırlıyorum; orta sınıf Amerikalılar, zeytin hakkında bilgi edinmek için Encyclopedia Americana’ya başvururlardı. Rusya’daki ansiklopedilerde ise daha ilginç ifadeler bulunurdu: ‘Biraz eski tarihte; Efendimizin son akşam yemeğini yediği Zeytindağı’ndaki ürünün yağından bahsediliyordu.’
Günümüzde ise Çinliler zeytinyağı kullanıyor, Ruslar onu arıyor ve Amerikalılar bu alanda hem kullanımda hem de yemek pişirmede ‘şampiyon’ olduklarını iddia ediyorlar.
Bir gerçeği kabul etmek gerekiyor: Zeytinyağı, yalnızca lezzet açısından değil, insan sağlığı için de son derece kıymetli bir sıvıdır. Obeziteye, sindirim güçlüklerine ve bazı cilt sorunlarına karşı etkili ve lezzetli bir besin kaynağıdır.
“Otel meraklılarının zeytinliklere göz dikmesi bu durumu derinleştiriyor”
Zeytin üretiminde bazı yıllar kıtlık yaşanabilir: İklim değişiklikleri, çevre kirliliği, zeytinliklerin hoyrat bir şekilde işgali ve otel meraklılarının zeytinliklere göz dikmesi gibi faktörler bu durumu daha da kötüleştiriyor.
Madencilikle ülke kalkındırılacağı iddialarıyla zeytinliklere el atılmasına karşı çıkılırken, gelecekte her ne kadar katı görünse de kanunlar ve yönetmelikler hâlâ aşılabiliyor. İmar afları ve sit alanı/zeytinlik statüsünde yapılan değişikliklerle bu durum sıklıkla deliniyor.
Ege bölgesinde zeytin alanlarının neredeyse kalmadığı rahatlıkla söylenebilir. Doğanın zengin nimetlerini doğru bir şekilde kullanamayan toplumlara, doğanın elbet bir bedel ödeteceği aşikâr. Bu bedeli en çok da genç nesiller ve çocuklar ödüyor.
“Tarihe karşı hesap vermek zorundayız”
Artık zeytinyağı üretim ve ihracat rakamları netleşti. Türk halkının zeytinyağı litresine ödeyeceği miktar giderek artıyor. Bu durum, özellikle dar gelir gruplarının alışık olduğu ve sevdikleri zeytinyağını sadece şişede seyretmelerine yol açıyor.
Şu an kanun TBMM Genel Kurulu’na geliyor. Bu mesele ne bir kayırmacılığı, ne de bir partizanlığı ifade ediyor. Kömürün düşen fiyatları ve pazarı, zeytinin değerinin yükselmesi de gözler önünde