Türk vatandaşları için Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin uyguladığı vize politikaları giderek daha katı hale geliyor. Özellikle Schengen vizesi başvurularında yaşanan red olayları, ciddi bir yapısal krize dönüştü. Güncel veriler, her 100 başvurudan 15’inin “sığınmacı endişesi” gerekçesiyle reddedildiğini göstermektedir. Bu durum, sadece bireysel seyahatleri sekteye uğratmakla kalmıyor; aynı zamanda Türkiye’nin ihracatını ve uluslararası iş ilişkilerini de olumsuz yönde etkiliyor.
AVRUPA’NIN KAYGI VE RAKAMLARI
Avrupa genelinde yıllık yaklaşık 100 milyon vize başvurusu yapılırken, Türkiye’den bu rakam 1 milyona ulaşmıştır. Ancak kritik bir nokta, vize ile Avrupa’ya giden Türk vatandaşlarından yaklaşık 100 bininin sığınmacı statüsüne geçmesidir. Bu yüksek oran, AB ülkelerinin Türk başvurularına karşı temkinli bir tutum sergilemesine neden olan en önemli faktörlerden biri olarak değerlendiriliyor. Halen Avrupa’da yaklaşık 1 milyon Türk vatandaşı sığınmacı olarak yaşamaktadır.
İŞ DÜNYASI HAREKETE GEÇİYOR: “YAPISAL KRİZLE YÜZYÜZEYİZ!”
Türk iş dünyası, vize engellerinin ticari faaliyetleri neredeyse durma noktasına getirdiğini dile getiriyor. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Avrupa İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, meselenin siyasi boyutuna dikkat çekiyor:
“Vize sorunu, artık sıkıldığımız bir engel haline geldi. Avrupa, bu meseleyi gereksiz siyasi korkularla ele alıyor. Türk şirketlerinin AB’deki yatırımları 34 milyar doları aşarken, böyle bir muameleye maruz kalmak kabul edilemez.”
Özellikle yeşil pasaport sahibi iş insanları dahi vize almakta zorluk çekiyor; bu da fuarlara katılım ile ihracat görüşmelerinin iptali gibi sonuçlar doğuruyor.
“SİYASİ BİR TEMCİT PİLAVI”
Sabah Gazetesi yazarı Hülya Güler, bugünkü köşesinde bu durumu sert bir dille eleştirdi:
“AB’nin 67 yıllık tarihi var, buna karşılık Türkiye’nin üyelik başvurusunun üzerinden tam 66 yıl geçti! Dedelerin başvurusunun sonuçlarını torunlar göremedi. Üstelik AB, Gürcistan, Kolombiya ve savaştaki Ukraynalılara vize uygulamazken, birinci ticari ortağı olan Türkiye’ye bu engeli koyuyor. AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Ossowski, durumu ‘utanç verici’ olarak nitelendirdi. Ancak çözüm, siyasi iradenin elinde. Artık bu temcit pilavından kurtulmalıyız.”
Güler, Yalçındağ’ın “konuşmaktan yorulduk” ifadesini destekleyerek AB’nin enerji krizinde Türkiye’nin önemini hatırlattı.
Hülya Güler’in “Bir temcit pilavı hikayesi: Schengen Vizesi” başlıklı yazısı:
“Her ülkenin benzer temcit pilavına dönen hikayeleri bulunmaktadır. Bizim için bu hikayelerden biri AB üyelik sürecidir. AB’nin tarihi 67 yıl, Türkiye’nin üyelik başvurusu ise 66 yıl. Yani dedelerin başvurusunun sonucunu torunları bile göremedi. Bu durumu sık sık hatırlatmak belki acı ama gerçeği daha iyi görmemizi sağlıyor. Ne yazık ki, bu geçmişimize rağmen AB’nin vize uyguladığı tek aday ülke Türkiye.”
“AB, Gürcistan, Kolombiya, Venezuela gibi ülkelerden vize talep etmezken, savaştaki Ukraynalılar bile vizesiz seyahat edebiliyor. Ancak, Türkiye’nin AB ülkelerinde milyarlarca dolarlık yatırımlarla, pek çok üye ülkenin ticari partner