Fransız filozof Alain Badiou, sadece siyaset felsefesiyle değil, aynı zamanda aşk üzerine geliştirdiği derin düşünceleriyle de ön plana çıkmaktadır.
1937 yılında Fas’ın Rabat şehrinde dünyaya gelen Alain Badiou, Paris Üniversitesi Felsefe Fakültesi’nin kurucularından biri olarak akademik dünyada tanınmıştır. Bunun yanı sıra, uzun yıllar Fransız Genç Komünistler Birliği’nde görev yaparak politik alanda da etkili bir figür olmuştur.
Haber Sol yazarı Atilla Özsever, ‘Aşk, komünisttir’ başlıklı yazısında, Badiou’nun “Aşka Övgü” adlı eserinden hareketle onun aşk konusundaki özgün tanımına yer vermektedir. Badiou, aşkı rastlantıyla doğan, özenle sürdürülen ve “yaşamın yeniden icadı” olarak tanımlamaktadır.
‘BADIOU’NUN AŞKA OLAN TUTKUSU’
Özsever’in yazısında Badiou, 1937 yılında Fas’ın Rabat şehrinde doğmuş olup, Paris Üniversitesi Felsefe Fakültesi’nin kurucu isimlerinden biri olarak dikkat çekmektedir. Aynı zamanda, Fransız Genç Komünistler Birliği’nin etkin üyelerinden biri olmasıyla da bilinmektedir.
Badiou, “Siyasetin Böyle Sabahları da Olabilir” isimli eserinde, dünya nüfusunun yüzde 10’unun küresel zenginliğin yüzde 86’sını elinde bulundurduğunu ifade etmektedir. Devamında, “Yüzde 50’nin ise hiçbir şeyi yok. Diğer yüzde 40’lık kesim, küresel zenginliğin sadece yüzde 14’üne sahiptir” diyerek mevcut ekonomik durumu eleştirmektedir.
Badiou, bu yüzde 40’lık kesimin “orta sınıf” olduğunu belirterek, bu grubun geçim kaygısıyla kapitalizmin baskısını kabullendiğini savunmaktadır. Komünist bir iktisatçı olarak, orta sınıfın proletaryanın yanında yer alması adına çaba gösterilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Bu kısa değerlendirmeden sonra, Badiou’nun hayatında önemli bir yer tutan başka bir konuya, yani AŞK’a geçmek istiyoruz.
‘Aşk, inatçı bir serüvendir’
Alain Badiou, “Aşkı yeniden icat etmeliyiz” ifadesini, “aykırı şair” Arthur Rimbaud’dan almıştır. Rimbaud, dine ve her türlü disipline karşı başkaldıran bir şair olarak tanınmaktadır ve 1871 Paris Komünü’nde de yer almıştır.
Badiou, Rimbaud’un bu sözünü “Aşk, yaşamın yeniden icat edilmesidir” şeklinde ifade etmektedir. Aşkı inatçı bir serüven olarak tanımlayan Badiou, görüşünü şöyle dile getiriyor:
“Karşımıza çıkan ilk engelde ya da ciddi bir tartışmada vazgeçmek, aşkın bozulmuş bir halini temsil eder. Gerçek aşk, zamanın ve mekanın yarattığı engelleri kalıcı biçimde aşan, kimi zaman da acı çekerek yol alan bir aşktir.”
Aşkın sürekliliği konusuna da değinen Badiou, “Aşkın her zaman sürdüğü, sevgililerin birbirlerini her zaman ya da sonsuza dek sevdikleri anlamı çıkmamalı. Gerçek aşk, yaşamda farklı bir sürme yolunu bulmalı” demektedir.
Badiou, “Aşk yaşamın yeniden icadıdır” şeklindeki yorumunu da bu bağlamda yapmaktadır.
‘AŞKTAKİ RİSKLER’
Alain Badiou, aşkın risksiz bir süreç olamayacağını belirtirken “Nasıl ki ‘sıfır ölüm’lü savaş olamazsa, ‘sıfır risk’li aşk da olamaz” diyerek düşüncelerini pekiştirmektedir. Bu noktada Türk sanatçı Füsun Erbulak’ın da “Aşkta güvence, risktir” ifadesini hatırlatmak gerekir.
Badiou’nun bu düşünceleri, “Aşka Ö