MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Mümtaz’er Türköne’nin “Erdoğan çözüm sürecini tırpanlayacak, ardından Bahçeli Türkiye’yi erken seçime götürecek” yönündeki öngörüsüne sert bir karşılık vererek, “Küçücük akıllarıyla niyet okuyuculuğuna teşebbüs eden çürüklerin hevesleri boşunadır” dedi.
Gündeme oturan bu sözler sonrasında Türköne, MK TV’de “Gizem Fidan ile Akil Adamlar” programına katıldı. Burada, öngörüsünün “bir kulis bilgisi değil, bilimsel bir değerlendirme” olduğunu belirtti ve şu noktaları ifade etti:
Bahçeli’nin erken seçimle ilgili yorumları neden yalanlandı? Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Bu konu hakkında çok fazla yorum yapıldı; pazartesi sabahından itibaren önceki günlerin tartışma konusu oldu. Bu soruyu yöneltmek üzere bana gelen ilk kişi siz oldunuz. Diğerleri, ne demek istediğimi sormak yerine, sorularını genellikle farklı yönlerden yönelttiler. Örneğin, bir Nagehan Alçı benimle konuştu ve ‘Özel istihbarat mı aldınız?’ gibi bir soru sordu. Benim yöntemim, duyduklarımla değil, bilimsel mantıkla analiz yapmaktır.
Söz konusu mülakatımın ana teması çözüm süreciydi. Çözüm süreci, Türkiye’nin ulus-devlet ayarlarını yeniden şekillendirmesi için bir fırsat sunuyor. Bahçeli’nin bu süreçteki rolü, olağanüstü yapıcı bir tutum sergilemesi ve devlet adamlığı misyonunu üstlenmesi bakımından dikkat çekici. Öcalan’ın perde arkasında bulunduğu biliniyor ve bu hem Kürtler hem Türkler için büyük bir fırsat sunuyor. Eğer bu fırsatı değerlendirebilirsek, kaderimizi olumlu bir yönde değiştirebiliriz. Ancak bu sürecin temel şartı, hukukun üstünlüğü ve vatandaşların temel haklarının güvence altına alınmış olmasıdır. Aksi takdirde, bu süreç yürümez. Fakat Erdoğan, bu hukuka direnç gösterirse, sonuç olarak erken seçime gidilmesi muhtemel.
Bahçeli’nin bu çağrıyı yapacağını düşünüyor musunuz?
Evet, Türkiye’de iktidarı sona erdirecek ve erken seçime götürecek güç Bahçeli’nin elindedir.
“Erdoğan ile Bahçeli arasında bir restleşme var mı?”
Bahçeli ile Erdoğan arasında bir restleşme yaşanıyor. 22 Ekim’de Bahçeli, “Öcalan Meclis’te konuşsun” açıklamasını yaptığında, ertesi gün Erdoğan, Ahmet Türk’ü görevden alarak kayyım atanma sürecine gitti.
Bu bir misilleme mi?
Evet, bahsedilen kişinin üzerinde herhangi bir suçlama olmaksızın böyle bir adım atılıyor. Bu durumu açıklamak için en küçük bir gerekçe dahi yok.
Bu durumda Erdoğan, Bahçeli’ye mi yanıt veriyor?
Kesinlikle, burada hukuksuz bir yanıt olduğu aşikar. Ahmet Türk’ün yerine kayyım atanması ise bu rekabetin en somut örneklerinden biridir.
“Bahçeli ile hiçbir yakın bağım yok”
Herkes, “Bahçeli’ye yakınlığı” şeklinde başlıyor; ancak benim hiçbir yakınlığım yok. Bunları her fırsatta dile getiriyorum.
Sıklıkla Bahçeli ile gittiğinizi söyleyenler var…
Dört yıl önce cezaevinden çıktıktan sonra sadece bir kez, teşekkür ziyaretine gittim. Bunun dışında MHP Genel Merkezi’ne bir kez bile gitmedim. Değişik türden iletişim içinde olduğum kimse yok.
Bahçeli neden bu kadar sinirlendi sizce?
Bu rahatsız edici bir yorum yaratmak amacıyla yapılmış olabilir. Ancak Bahçeli bir iletişim metni yazarkense, o metnin arka planındaki amacı anlam