Bayram günlerinde siyasi tartışmalardan uzak durmaya karar vermiştim…
Ancak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bayram vesilesiyle Türkgün Gazetesi’nde kaleme aldığı yazıyı görünce dayanamadım.
İki kez baştan sona okudum.
Bugün uygulamada olan Güçlendirilmiş Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili düşüncelerine katılmasam da dile getirdiği temennilere büyük ölçüde hak veriyorum.
Özellikle “Yargı” kısmında yer alan ifadelere tamamen katıldığımı belirtmeliyim.
BAHÇELİ’NİN ADALET VE YARGI İÇİN TEMENNİLERİ
Bahçeli, şu ifadeleriyle dikkat çekiyor:
“Sağlam teminatlara bağlanmış bir yargı bağımsızlığı demokratik rejim için hayati önemdedir.”
Bu görüşe katılıyorum.
Devamında iki önemli temenni daha sıralıyor;
“Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının geliştirilmesi, hukuk güvenliğinin güçlendirilmesi, adalete erişimin kolaylaştırılması,”
“Devlet şefkatinin ülkemizin en ücra köşesindeki vatandaşlarımız tarafından hissedilmesi, adaletin hakim olması…”
Hepsine gönülden katıldığımı belirtmekte fayda var…
Bu bağlamda, yakın tarihimizin iki önemli siyasetçisinin yaşadıkları olayları hatırlamakta fayda var.
YIL 2002: İSTANBUL’UN SEÇİLMİŞ BELEDİYE BAŞKANI ERDOĞAN’A SUÇLAMALAR
2002 yılında, dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, 13 Mart’ta İstanbul’un Seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve o zamanki Başkan Ali Müfit Gürtuna hakkında, 1994 – 2000 dönemine ilişkin olarak Danıştay’a ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suçlamalarda bulunmuştu.
Suçlamalar şunlardı:
(•) Cürümler işlemek için teşekkül meydana getirmek ve bu teşekkülü yönetmek (TCK 313)
(•) Nitelikli zimmet (TCK 202/2, 80)
(•) Devlet alım-satımlarında çıkar sağlamak (TCK 205, 80)
(•) Rüşvet almak (TCK 212/1)
(•) Görevde yetkiyi kötüye kullanmak (TCK 240)
(•) Artırma ve eksiltmeye hile karıştırmak (TCK 366/2)
YIL 2025: İSTANBUL’UN SEÇİLMİŞ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI İMAMOĞLU’NA SUÇLAMALAR
23 yıl sonra, İstanbul’un Seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında benzer suçlamalar gündeme geldi.
İmamoğlu’na yöneltilen suçlamalar ise şunlardı:
(•) TCK 220: Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetmek ve bu örgüte üye olmak.
(•) TCK 252: Rüşvet
(•) TCK 235: İhaleye fesat karıştırma.
(•) TCK 236: Edimin ifasına fesat karıştırma.
(•) TCK 250: İrtikap.
(•) TCK 158/1: Nitelikli dolandırıcılık – kamu kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle.
SAYIN AKP’LİLER VE MHP’LİLER İKİSİNİ YAN YANA YAZIP OKUYUN LÜTFEN
Şimdi, lütfen, 2002’de Erdoğan’a ve 2025’de İmamoğlu’na yöneltilen suçlamaları yan yana koyun ve bir kez daha değerlendirin.
Sayın AKP’li ve MHP’li arkadaşlarım, siz
