USD38,01
%0.09
EURO41,63
%0.4
CNY5,18
%-0.59
GBP48,64
%0.3
EURO/USD1,09
%0.29
BIST9.456,50
%0.52
Petrol64,21
%0
GR. ALTIN3.680,10
%1.07
BTC3.037.653,63
%0.77
  1. Haberler
  2. Siyaset
  3. CHP’de Tarihi Değişim: İmamoğlu ile Yeni Dönem

CHP’de Tarihi Değişim: İmamoğlu ile Yeni Dönem

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

BirGün gazetesi yazarı Metin Özuğurlu, “CHP’de bir ilk oluyor: Tespite koşut tepki doğuyor” başlıklı yazısında, İBB Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması üzerine önemli değerlendirmelerde bulundu. Yazar, CHP’nin ilk kez kendi tespitlerine uygun bir tepki geliştirdiğine dikkat çekti.

“UYGUN BİR TEPKİ”

Özuğurlu’nun yazısında, CHP’nin uzun bir aradan sonra ilk kez kendine ait bir tespit doğrultusunda güçlü bir tepki gösterdiği vurgulandı. Bu durum, AKP ve Erdoğan yönetiminin 23 yıllık iktidarı boyunca muhalefetle karşılaştığı yeni bir durumu öne çıkarmaktadır. Bu tespit, sürecin özgüllüğünü anlamak açısından da kritik bir öneme sahip.

AKP, 2002 seçimlerinden bu yana her seçimde seçmen iradesine müdahalelerini çeşitlendirerek sürdürdü. Bu süreç, muhalefet tarafından uzun bir süre yalnızca teknik bir sandık güvenliği meselesi olarak ele alındı. Ancak, Ekrem İmamoğlu’nun 2019 İstanbul İBB seçimlerinin YSK tarafından iptal edilmesiyle birlikte, sandık güvenliğinin ancak halk hareketiyle sağlanabileceği gerçeği daha iyi anlaşıldı.

“BİR MOTİF OLARAK…”

Ceketin çıkarılıp kolların sıvanması, yurttaşların zihninde derin bir yer edinmiş bir motif olarak sürekli hatırlatılmaktadır. İmamoğlu’nun “Yolumuz uzun” ifadeleriyle başlayan konuşmasında, özgür irade sahibi yurttaşların seçim tercihlerinin hiçe sayılmasının ulus iradesinin yok sayılması anlamına geldiği ve AKP’nin bu kararı karşısında bir direnişin olacağı mesajı güçlü bir şekilde ifade edilmiştir.

Bu bağlamda, 2019’da yaşanan süreçte egemenlik sorununu ilk kez siyasallaşma sürecine dahil oldu. Tekrarlanan seçimde AKP’nin aldığı yenilgi, bu siyasi saflaşmanın egemenlik sorununa dayandığını gösteriyor. Ancak, sonraki yıllarda bu durum İstanbul ile sınırlı kalmadı ve daha geniş bir alana yayılamadı. Dönemin CHP yönetimi, Erdoğan’ın hukuk tanımaz yaklaşımı ve İBB’nin mali kaynaklarını kaybetme korkusu nedeniyle bu gerçekleri anlamakta zorluk çekti. Bu sorunların kaynağının egemenlik ile ilişkili olduğu, acı deneyimlerden sonra anlaşılmaya başladı.

“ÜÇÜNCÜ BİN YILA YÖNELİK ANALİZLERDE…”

Egemenlik, küresel bir sorun olarak karşımıza çıkıyor; neoliberal küreselleşmenin, modern ulus-devletleri çözme süreci, ulusal egemenliği de etkiliyor. Üçüncü bin yıla dair analizler, “yeniden feodalleşme” ve “tekno-feodalizm” gibi kavramların yaygınlaşmasına neden olmaktadır. Dünyada yükselen otoriter yönetimler, bu egemenlik sorununa gerici cevaplar vererek tepki vermektedir. Aydınlanmanın “güç, özgür irade sahibi bireydedir” ilkesine dayanarak, eşitlik, özgürlük ve kardeşlik arzusunu 21. Yüzyıla taşıma konusunda ilerici çözümler arayışı içindeyiz. Türkiye’de yaşananlar, küresel ölçekli bu sürece dair bir yansımadır.

Türkiye’nin neoliberal küreselleşmeye olan derin entegrasyonu, yöneten siyasi kadro ile doğrudan ilişkilidir. Küresel egemenlik sorunları AB düzeyinde “demokrasi açığı” olarak kendini gösterirken, ülkemizde ise siyasi sistem “seçimli monarşi” olarak şekillendi. 2000’lerin merkez siyaseti çökmemiş olsaydı, bu süreci temsili demokrasinin derinleşen krizi olarak yaşamış olabilirdik. Ancak Türkiye, bu süreçte siyasal İslamcı unsurların şahsında rejim ilkelerini revize eden bir ekiple karşılaştı.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
CHP’de Tarihi Değişim: İmamoğlu ile Yeni Dönem
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir