Eski AKP Milletvekili ve Karar yazarı Mehmet Ocaktan, “Doğruluktan yana olmamak içimizi acıtmaz mı?” başlıklı makalesinde, dindarların Muhammedü’l-emin geleneğiyle bağlarının zayıfladığını ifade etti. Ocaktan, günümüz dindarlarının daha çok ekonomik ve siyasi çıkarların peşinde koştuğuna vurgu yaparak, “Dindar mahallelerin” yegâne hedefinin kazanmak olduğunu belirtti. Bu anlayışla birlikte, doğru ve dürüst olma, başkalarının haklarına saygı gösterme gibi etik değerlere yer kalmadığını dile getirdi.
Ocaktan, AKP döneminde dindar kesimin tutumunu eleştirerek, “Onlar kendilerini memleketin tek sahibi ve günahlardan azade görerek, Allah’ın yalnızca kendilerine ait olduğunu düşünüyorlar” ifadelerini kullandı.
Ocaktan’a göre, bu kesim, dini vecibelerini yerine getirmeyenlerin aynı haklara sahip olmadığını savunuyor. “Müslümanım” diyen fakat ibadetlerini yerine getirmeyen kişilerin devlet kurumlarında görev almaması gerektiğini belirten Ocaktan, bu anlayışın Kur’an ve Hz. Peygamber’in İslam anlayışıyla çeliştiğini söyledi.
Hz. Peygamber’in en önemli özelliği olan Muhammedü’l-emin vasfını hatırlatan Ocaktan, O’nun yalan söylemediğini vurguladı. “O hep doğru olanı tercih etti, insanları aldatma yolunu seçmedi” dedi.
Ocaktan, “Günümüz dindarlarının Muhammedü’l-emin çizgisinin neresinde durduğuna bakacak olursak, olumlu şeyler söylemek mümkün değil” şeklinde eleştirilerini sürdürdü. Dindarların, başka insanların haklarını ihlal etmesinin, kendi inançlarını sorgulatmadığını kaydetti.
“Bu nedenle, dindar mahalledeki yolsuzluklar görmezden geliniyor” diyen Ocaktan, aynı zamanda “Günde beş vakit Gazze sloganları atılmasına rağmen, Türkiye’den İsrail’e çelik gönderen gemilerin durumu içlerini sızlatmıyor” dedi. Dindar mahallelerin, ekonomik ya da siyasi hak gaspı gibi meselelerde de duyarsız kaldığını vurguladı.
Sonuç olarak, bu bağlamda dindarların bir tek hedefinin kazanmak olduğunu ifade eden Ocaktan, bu yolda etik değerleri ve başkalarının haklarını gözetmeyi neredeyse tamamen unuttuklarını öne sürdü.
Yazının tamamı için tıklayın.