Nurcu Yeni Asya Gazetesi’nin köşe yazarı Ali Ferşadoğlu, bir süredir Atatürk’e karşı karalama kampanyası yürütmekteyken Kadirî Yeni Mesaj Gazetesi’nden yanıt geldi.
Atatürk’ün dinle mesafeli olduğu iddiasını kanıtlamak için çaba gösteren Nurcu Ferşadoğlu, son olarak Atatürk’ün “din ile arasında sorun olduğunu” göstermek için bazı kişilere başvurdu…
Ferşadoğlu, geçen günlerde kendisine “Bizim vazifemiz siyaset değil, iman hizmeti değil mi?” diye soran okuruna Said Nursi’nin, “dine hizmet etmek isteyen samimi dindarların fiilî siyasetten uzak durması” nasihatini hatırlattı ve “ilm-i siyaset, siyaset değildir” diyerek yaptığının siyaset olmadığını ima etti. Siyaset yapmadığını savunan Ferşadoğlu’nun yazısının başlığı ise “Günümüz siyasetini Kemalizm kurgulamıştır!” şeklindeydi…
Kadirîler’den yanıt: Dinle değil sahte dindarlarla mücadele…
Ferşadoğlu’na cevap Yeni Mesaj Gazetesi yazarı Uğur Kepekçi’den geldi.
Kepekçi, Atatürk düşmanlığının arka planına dair şunları yazdı:
“Dünya devletleri bir dünya savaşına girmenin hazırlığını yaparken, Ortadoğu ateş çemberinde yanarken, komşularımızla en sorunlu zamanlar yaşarken içerde ve dışarda terör örgütleriyle mücadele devam ederken, her iş bitti teğmenlerin yemin töreninde söylediği ‘Mustafa Kemalin Askerleriyiz’ sloganı üzerinden silahlı kuvvetler ve devlet-millet birlikteliğine zarar verilmeye çalışılıyor…”
“Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarihte devletimizin ve milletimizin en çok zararı din istismarcılarından gördüğünü bildiği için onlarla amansız bir mücadeleye girmiştir” diyen Kepekçi, “O günün istismarcılarının artıkları adeta dünün öcünü almak adına Atatürk’ün inancı üzerinden yanlış bir algı yönetimi yaparak onun manevi şahsiyetine zarar vermeye çalışmaktadırlar” yorumunu yaptı.
Atatürk’ün hayatı incelendiğinde Atatürk’ün mücadelesinin dinle değil sahte dindarlarla olduğunu söyleyen Kepekçi, Ferşadoğlu’nun başvurduğu belirsiz kaynakların karşısına Atatürk’ten yaptığı alıntıları koydu:
“1909’da 10 numaralı defterine, 31 Mart vakası olduğunda, dini alet edenler için neler yazmıştı:
‘… Sarık saran hafiyelerin din perdesi icraatları menfaatten başka bir şey değildir. Faziletli din heyeti başımızın tacı, yüceltilmeye ve saygıya değerdir fakat melanet sağlamak, adi menfaat maksadıyla din kisvesine bürünerek, Hz. Muhammed’in mübarek dinini karalayıp, küçük düşürmekten çekinmeyen birtakım menfaatçiler …’
16 Mart 1923 senesinde Adana’da Türk Ocağı’nda esnafla yaptığı konuşmada ne diyor:
‘Bizi yanlış yola sevk eden kötü niyetliler, bilesiniz ki, son zaman din perdesine bürünmüşler, güvenli ve temiz halkımızı hep şeriat sözleriyle aldatmışlardır. ‘Hafta tatili dine aykırıdır’ gibi hayırlı, akla ve dine uygun konular hakkında, sizi kandırmaya çalışan kötü niyetlilere inanmayın. Hangi şey ki; akla, mantığa, halkın menfaatlerine uygundur, biliniz ki o bizim dinimize de uygundur.
Bir şey akla ve mantığa, milletin çıkarlarına, İslam’ın çıkarına uygunsa; kimseye sormayın, o şey dinidir. Eğer bizim dinimiz akla, mantığa uygun düşen bir din olmasaydı, en mükemmel olmazdı.’
Mustafa Kemal’in hayatı incelendiğinde gerek gençlik yıllarında gerek harp döneminde ve sonrasında genç Cumhuriyetle beraber süreçte dine aykırı bir tek sözü yoktur. Ona atfedilen sözler başka amaçla söylenmiş olup istismarcılar mealden meal çıkartarak Atatürk’ün sözlerini çarpıtmaya çalışmışlardır.
İslam dini için söylenmiş övgü dolu sözler O’na aittir:
‘Din insanların gıdasıdır. Dinsiz adam boş bir eve benzer. İnsana hüzün verir. Mutlaka bir şeye inanacağız. Bu dinlerin en sonuncusu elbette en mükemmelidir. İslam dini hepsinden üstündür.’ (Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin Atatürk, sayfa 547-554)”
Miralayhaber.com
