Ukrayna ve Suriye’deki gelişmelerin ön plana çıktığı günlerde, dünya genelindeki dikkat ve duygu hâlâ Gazze’ye odaklanmış durumda. Gazze’deki direniş, siyonizmin evrensel aldatmalarını ve bu durumdan beslenen Batılı emperyalist manipülasyonları ifşa ederek bunları etkisiz hale getiriyor.
Artık yeni dünya düzeni, Brüksel, Londra ve Washington gibi merkezlerde belirlenmiyor. Geleceğe dair önemli kararlar Ankara, Amman, Kahire, Cidde, Şam ve Doha gibi şehirlerde alınıyor. Bu durum, Gazze’de yaşanan soykırıma karşı yükselen küresel bilinci hem içeriden hem dışarıdan Batı’ya karşı bir kuşatma oluşturuyor.
Gazze’deki saflaşma her alanda derinleşiyor. Tarihin yanlış tarafında konumlanan siyonist ve emperyalist güçler kan kaybetmeye devam ediyor. Artık eski mitolojilerine inanan insanları bulmakta zorlanıyorlar. Gazze ruhu, küresel bir dayanışmayı tesis ediyor. Bu bilinçle mücadele eden barbar zihniyetler ve siyasi oluşumlar, Esad’ın Baas rejimi gibi bir çöküşle yüzleşmek zorunda kalacak.
***
Yeni bir tarih yazılmakta. Siyonist kolonyalistlerin oluşturduğu ideolojik yapılar sarsılıyor. Hamid Dabaşi’nin ifadeleriyle, “Sömürgeciliğin sona ermesi, sadece sömürgeci gücün ideolojik kalıntılarını açığa çıkararak parçalayacak yeni bir tarih ve bilinç gücü ile mümkün olacaktır…”
Gazze’deki direnişin ortaya çıkardığı bu küresel bilinç, tarihte önemli bir dönüm noktasını işaretliyor. 1989’da yıkılan reel sosyalizmden sonra mevcut neo-liberal yapılar da çökmeye yüz tutuyor. Zira, Batı’nın demokratik ve kapitalist değerlerinin ırkçı ve soykırımcı yüzü Gazze’de açığa çıkmış durumda.
Dünya ve insanlar, Filistinlileşmekte. Bu dönüşüm, Hristiyan ve Yahudi toplulukları da kapsamakta. Siyonist düşüncenin yaygın olduğu birkaç merkez dışında pek görülmeyen bu durum, Batı’nın güç kaybetmesiyle birlikte daha belirgin bir hale geliyor. Örneğin, Yahudi kökenli Senato azınlık lideri Demokrat Chuck Schumer’ın siyonist duruşu konusunda başkan Donald Trump’ın hayal kırıklığı yaşaması, bunun açık bir örneği.
***
Trump, Schumer’ın Columbia Üniversitesi’ndeki Gazze karşıtı gösterilere katılan Filistinli aktivist Mahmud Halil’in gözaltına alınmasını eleştirmesi üzerine, “Zannedersem Schumer Filistinli. O artık Filistinli oldu. Önceden bir Yahudi’ydi, şimdi Filistinli” şeklinde bir yorumda bulundu. Yahudi Schumer, Gazze’den gelen eleştiriler nedeniyle daha önce de Trump’ın ‘Filistinli’ ifadesiyle hedef gösterebildi.
Vicdanlı herkes, Filistinli olabilmek için çaba gösteriyor. ABD ve dünya genelinde, farklı kökenlerden gelen birçok yazar, siyonist miraslarından sıyrılma konusunda Edward Said’in izinden giden özgün eserler kaleme alıyor. Cornel West, Shaul Magid, Peter Beinart, Ta-Nehisi Coates, Ilan Pappe ve Pankaj Mishra gibi tanınmış yazarlar, kaleme aldıkları eserlerle siyonist anlatıyı altüst ediyor. Batılı aydınların bu cesaretli duruşları, küresel kamuoyunda mevcut siyonist düşünceleri sarsıyor.
Özetle, Gazze’den sonra dünya genelinde insanlar az çok Filistinlileşme sürecine girecek. Gidişat bu yönde. Zira dünya, “Gazze’den önce ve Gazze’den sonra” şeklinde tanımlanabilecek bir dönüşüm sürecine adım atıyor.
