“ÜLKENİN KURUCU DEĞERLERİNİ YIKMAYA KİMSENİN GÜCÜ YETMEZ”
– Geçen seneki söyleşimizde belirttiğim gibi: “Çocuklarım özgür bir ülkede yaşamak istiyor. Büyük oğlum 26-27 yaşında, diğeri bu sene 18 yaşında ve üniversite sınavına girecek. ‘Nasıl bir ülkede yaşasın?’ diye sorduğunuzda, özgür, çağdaş, eğitim alabileceği ve kendini ifade edebileceği bir ortamda yaşamasını isterim. Neden başka ülkelere gitmek zorunda kalsınlar? İmran ettiğimiz ülkelerden bizde ne eksik? Biz onlardan fazlayız.” Aslında, Saraçhane’deki protestolar sırasında da gençlerin benzer düşüncelerini duyduk. Ancak, bu eylemlere katıldıkları için 300’e yakın gencin tutuklandığı gerçeği var. Aralarında Türkiye’nin önde gelen üniversitelerini kazanmış olanlar da bulunuyor. Bu gençleri, böyle bir ortamda Türkiye’de kalmaya ikna edebilecek bir faktör ne olabilir?
Bu ülkenin kurucu değerlerini yıkmak, hukuku, adaleti ve demokrasiyi ortadan kaldırmak kimsenin harcı değil. Gençler bunun bilincinde ve değerlerimize sahip çıkmak için mücadele ediyorlar. Direnerek, öğrenerek, kendilerini geliştirerek, bir araya gelerek Türkiye için çalışmaya kendilerini ikna ediyorlar. Adil ve eşit bir toplumu yeniden inşa edebilirsek, bu topraklarda nelerin gerçekleştirilebileceğini hepimiz çok iyi biliyoruz.
– Ekrem Bey’in babasının bayram namazı çıkışında yaptığı açıklamalar, ciddi bir tepki aldı ve beddua olarak yorumlandı. Sizce bu sözler yanlış mı anlaşıldı?
Türkiye’de uzun bir süredir annelerin ve babaların yüreği acı içindedir. Depremde kaybettiğimiz çocuklar, yangınlarda yaşamını yitirenler, adaletsizliğe daha fazla dayanamayıp umutsuzluğa kapılan gençler, iş kazalarında hayatlarını kaybeden çocuk işçiler, hukuksuz olarak tutuklanan öğrenciler… Ülkede o kadar çok acı birikti ki, bu durum ailelerin günlük yaşamlarının bir parçası haline geldi. Tüm bu acılara rağmen ayakta kalmak için büyük bir mücadele veriyorlar.
“SUÇ DUYURUSUNDA BULUNUYORUZ”
– Sayın İmamoğlu, yakın zamanda kendi sosyal medya hesabında şu paylaşımı yaptı: “İlgili yargı ve emniyet birimlerini uyarmama, gerekli başvuru ve suç duyurusunda bulunmama rağmen, anneme, eşime ve aileme yönelik ahlaksız paylaşımlar devam ediyor. Devletimizin ilgili birimleri kılını bile kıpırdatmıyor. Ülkemizin tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir hukuksuzluğa ve ahlaksızlığa maruz kalıyoruz. Ailelerimize, maneviyatımıza ve değerlerimize organize bir şekilde saldırılıyor.” Anlaşılan o ki, sosyal medyada maruz kaldığınız saldırılarla ilgili devletten bir beklentiniz var. Suç duyurusunda bulundunuz mu, herhangi bir gelişme yaşandı mı?
İlgili kişiler hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz. Ancak, bu bilinçli iftira ve karalama kampanyalarının önüne geçmek için yalnızca münferit suç duyuruları yeterli olmayacaktır. İtibar zedeleme ve saldırılar sadece bizim ailemize yönelik değil, birçok insan bu sorunla karşılaşmak zorunda kalıyor. Aldıkları destek ve sosyal medyada görünür olmama durumu, ahlaki değerlerden uzak, organize bir yapı tarafından gerçekleştirilen bu saldırıların ardındaki unsurlardır. Doğru ve iyi olanın yanında durarak toplumsal değerleri yeniden inşa edebiliriz.