Ankara’da bir özel hastanenin bekleme salonunda izletilen Halk TV, hastaların kanallarını değiştirme isteğine ilginç bir cevap alıyor: “Yönetim böyle istiyor.” Bu durum, hastaların zorla bir medyayı izlemeye mahkum edilmeleri olarak değerlendiriliyor.
Duvarda, tedavi gören yaşlı bir hastanın yanı sıra, Halk TV’nin yayınları herkesin dikkatini çekiyor. Kanal tercihlerini değiştirmek isteyen hastalara verilen yanıt ise net: “Yönetim Halk TV’nin izlenmesini tercih ediyor.” Bu durum, hastanenin bir tedavi merkezi mi yoksa bir propaganda alanı mı olduğu sorusunu akıllara getiriyor.
Hastane ortamında tarafsızlık ve rahat bir atmosfer önemlidir ancak mevcut uygulamalar buna pek uymuyor. Olay, sağlık kurumlarının medya tarafsızlığını yeniden ele alınması gerektiğini gündeme taşıdı. Tek bir medya kanalının hastanelerde zorla izletilmesi, hasta hakları açısından bir tartışma konusu haline dönüştü. Farklı siyasi görüşlere sahip bireylerin rahatsız edilmesi önlenmelidir.
Sağlık süreci yalnızca fiziksel tedavi ile değil, aynı zamanda ortamın sağladığı psikolojik rahatlıkla da ilişkilidir. Konunun üzerine parmak basarak dikkat çeken Haluk Cangökçe’ye özel bir teşekkür gönderiyoruz.
***
Son günlerde CHP’yle ilgili tartışmalar gündeme geldi. CHP’li Ali Demirçalı, Sözcü Gazetesi tarafından eleştirilirken, hırsızlık ve rüşvetle suçlanan belediye başkanları için düzenlenen toplantılara katılmaması sebebiyle boykot edilmiştir. Bu durum, partinin iç dinamiklerini sorgulatmakta.
CHP’nin demokratik söylemleri dikkate alındığında, kendilerine böyle bir boykot durumunun neden yaşandığı merak edilmektedir. Bu tür bir tutum, Parti içindeki siyasi karışıklıkları ve temiz ve dürüst olma iddialarının arka planda nasıl sorgulandığını göstermektedir.
Görüşüme göre, boykotun ardında Zeydan Karalar’ın kendi otoriter tutumunu koruma çabası yatıyor. Karalar, partisinin içindeki muhalefeti bastırma çabalarındadır. Bu durum, CHP’nin içindeki gelir elde etme talepleri ve siyasi hesaplarla ilgili karmaşa hakkında da bilgiler vermektedir.
***
Yüreğir Belediyesi’nde başkan tarafından gerçekleştirilen Yapı Kontrol Birimi’nin kapatılması, iddialara göre rüşvetle ilintili bir duruma dayanıyor. Bu birimin, inşaatlara ağır para cezaları kesip, bu cezaların iptali karşılığında para talep ettiği öne sürülmektedir. İşlemin arkasında olan başkan yardımcısının ve onun aile bireylerinin de sürecin içinde yer alması dikkat çekici bir durum yaratıyor.
***
Mardinli iş kadını Yasemin Kalya, Mardin’in dayanıklı taşını kullanarak kamu binalarının inşaatında mücadele ediyor. Ancak, dayanaksız Nusaybin beyazsu taşının kullanımıyla karşılaştığı bu haksız rekabet, Kalya’nın işini zorlaştırıyor. Kamu binalarının şartname gereği Mardin taşı ile yapılması gerektiğine rağmen uygulamanın tam tersinin gerçekleşmesi, sorun haline gelmiş durumda.
Kalya’nın çabalarına karşılık, kaçak ocak işletmeleri vergi vermeden sektörde avantaj sağlıyor. Yasemin Kalya’nın yasa dışı faaliyetlere karşı girişimleri sonuçsuz kalmış durumda. Mardin’de yaşanan bu durum, hem Kalya hem de bölgedeki ekonomiye büyük zarar vermektedir.
Not: Yarın www.takvim.com.tr’de CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut’un faaliyetleri ve dayakçı Avukat Ramazan’la ilgili yazı yayımlanacak…