Ünlü gazeteci ve sunucu İsmail Küçükkaya, geçen yaz annesini kalp krizi nedeniyle kaybetmenin derin acısını yaşadı. Annesine olan bağlılığıyla tanınan Küçükkaya, bu kaybın ardından duygularını bir kitapta topladı. “Annem Sağ Olsun” adlı eser, Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından birkaç hafta önce yayımlandı.
Küçükkaya, kitapta annesiyle birlikte geçirdiği son günleri şöyle anlattı:
29 Haziran’da otelde konakladıklarında, bir süre dinlendikten sonra yemek yemediklerini belirten Küçükkaya, annesiyle birlikte bir odada kaldıklarını ifade etti. “Serpil çocuklarıyla ayrı bir odada kaldı. Bizim odamız ise bir kapı ile ayrılan iki yatak odalı bir süit odasıydı,” dedi.
Cumartesi günü, annesiyle birlikte deniz keyfi yaptıklarını ve uzun bir sohbet gerçekleştirdiklerini, akşam yemeğinden sonra ise annesinin yürüyüş yapma kararı aldığını anlattı.
“HAY ALLAH! BİRİ FENALAŞMIŞ’ DEDİM KENDİ KENDİME”
Gece yarısında odada sohbet ederken annesiyle birlikte düğün ile ilgili espriler yaptıklarını söyleyen Küçükkaya, annesine iyi geceler diyerek yattıklarını hatırlıyor. Ancak, o gece boyunca kabuslar gördüğünü dile getirdi. Sabah 05:30 sularında uyandığında annesinin yan odada olmadığını düşündü. Kahvaltıya mı yoksa denize mi gitmiş olabileceği fikriyle aşağıya indi, fakat annesinin orada olmadığını gördü.
Deniz kenarında bir ambulans görünce içinden “Hay Allah, biri fenalaşmış,” diye geçirdi. “O an aklıma annemin orada olma ihtimali gelmedi,” diyerek hislerini ifade etti. Denizden kısa bir süre sonra çıktığında kendisini kötü hissettiğini söyledi. O sırada otelden gelen bir telefon, hayatını altüst eden haberi getirdi.
“O SIRADA AĞLIYORDUM”
Telefon görüşmesinde “Anneniz…” sözcüğünü duyduğunda dünyasının yıkıldığını belirten Küçükkaya, hemen koşmaya başladığını ve içindeki korkunun artarak geldiğini anlattı. Resepsiyona ulaştığında, annesinin cansız bedeninin denizde bulunduğunu öğrendi ve bu haber onu tarifsiz bir kâbusa sürükledi.
Küçükkaya, “Haydi annemi göreyim,” diyerek ambulansın yanına koştuğunu ve annesini bulduğu anı tarif ederken gözyaşlarını tutamadığını ifade etti. “O andaki hislerimi kelimelere dökmem mümkün değil,” dedi.
“DEFALARCA ÖPTÜM, SARILDIM…”
Ambulans içinde, annesine sarıldığını ve onu defalarca öptüğünü belirten Küçükkaya, yakınlarını arayarak bilgilendirdiğini ifade etti. 30 Haziran, yeğeninin doğum günüydü ve bu günün anlamı acısını daha da derinleştirdi.
O gün boyunca savcılık ve polisle görüşmeler yapılırken, İstanbul’dan gelen haberlerin kendisini derinden etkilediğini belirtti. Acıyla dolu anlar yaşarken, kendilerini bu kederin içinde bulduklarını dile getirdi. “Annemin ardından nasıl bir yol izleyeceğimi bilemedim,” diyerek yaşadığı zorlu süreci açıkladı.
“SON KEZ YOLCU ETTİM”
Çeşitli görevli ve yakınlarıyla görüşürken annesinin gömüleceği yeri belirlediklerini ve kendi memleketine, Kütahya’nın Simav ilçesine defnedileceğini ekledi. Annemi son kez uğurladığı anları hatırlarken, onu yıkayan görevlilere karşı duyduğu minneti de ifade etti.
Son olarak Küçükkaya, annesini yıkanmış halde gördüğünde “Ne kadar güz