29 Mayıs 1453’ün tarihi, “Fetih ruhunun” kavranması, içselleştirilmesi ve yaşatılmasıyla doğrudan ilişkili. İstanbul’un fethinin özünde bir askeri başarı olmasının yanı sıra, bu başarı “gönüllerin fethi” olarak adlandırılan Türk-İslâm geleneğinin en zirve noktasını yansıtmaktadır. Doğu Roma ile Batı Roma’yı birleştirme hedefi, 2. Mehmet’in askeri yetenekleri, etkili yönetim anlayışı, adalet dağıtan hukuku, vizyonu ve ahlaki üstünlüğü ile birleştiğinde, onu “Fatih” unvanına ulaşmış bir lider olarak tarihe yazmıştır.
Ancak, bu günler sadece “hamaset günü” olarak anılmamalıdır. Geçmişle övünürken, hala geçerliliğini koruyan değerleri de düşünerek, çağın ihtiyaçları doğrultusunda yenilikler gerçekleştirilmelidir.
Günümüz gençliği…
Kısa dönemli düşüncelere sahip, bencil ve diğerlerinin çabaları üzerine yükselmeyi hedefleyen kuşak olarak tanımlanabilirler. Diğerlerinin aleyhine hareket eden, kendi çıkarları için her yolu mübah gören, bazı zorlukları başkaları üzerinden aşmaya çalışan bir anlayışı benimsemişlerdir. Çoğu zaman çevresel koşullara göre tutum değiştiren bu neslin, tüm bu davranışlarını meşrulaştırmaya yönelik gerekçeler sunmayı da ihmal etmedikleri görülmektedir.
Bize eşlik eden nesil…
Deneyime saygı duymak ve birikimden yararlanmak yerine, anında güç ve maddiyat edinmeyi tercih eden bu topluluk, birçok dersi ağır maliyetlerle almakta ve bu deneyimleri yaşamın ilerleyen dönemlerinde anlamakta zorlanmaktadır.
***
Dün, A Haber’in düzenlediği “Şehirlerin Ekonomisi/ANKARA” oturumunda Valimiz Vasip Şahin’in sözleri dikkatimi çekti. Vali Şahin, kalkınmanın yalnızca ekonomik bir ilerleme ile sınırlı kalamayacağını vurgulayarak, insana odaklanan değerler bütününe dikkat çekti. Ekonomik ve toplumsal kalkınmanın, iki kanatlı bir kuş gibi birlikte yükselmesi gerektiğini ifade etti. Bununla birlikte, Ankara Kalkınma Ajansı’nın, sosyal ve insani projelerle de desteklenen bir anlayışla faaliyette bulunduğunu belirtti.
Her zaman ifade ettiğim gibi…
Her birey, görevini lâyıkıyla yerine getirirse, bu süreç bir PR çalışması ya da kariyer hedefi olarak görülmeden, yalnızca Allah rızası ve ülke yararı için yapılırsa, pek çok mesele değişim gösterebilir. Önemli adımlar büyük yürüyüşlerin başlamasıyla atılır. Rol model sayısının artması, gençlerin gelecek umudunu tazelerken, aynı zamanda Türk toplumuna moral verecek olağanüstü sonuçların ortaya çıkmasına yardımcı olur.
Dün bir kez daha gözlemledik ki…
Ankara Valisi Vasip Şahin, Sincan Kaymakamı Levent Kılıç, Sincan Belediye Başkanı Murat Ercan, Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran ve Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç, hem yönetici hem de kanaat önderi olarak, “daha çok ve kaliteli üretim, insani gelişim, mesleki eğitim ve Başkent markasını parlatma” hedefleri doğrultusunda faaliyet göstermekteydiler. Sorunları gündeme getirip kalmak değil, çözüm önerilerini paylaşmak üzere bir araya gelmişlerdi.
Türkiye’nin karşılaştığı zorluklara rağmen, karamsarlığa kapılmadan ayakta durmasının nedeni, her an ve her yerde, ülkenin geleceği için çaba gösteren insan potansiyelidir.
Unutulmamalıdır ki…
Yeni Anayasa iradesi, anayasa yapım metotları, fırsatlar ve riskler, CHP’nin izlediği yolun çetin dilemmasında, Terörsüz bir Türkiye hedefi, reel sektörün nefes alması ve çeşitli sebeplerle ortaya çıkan fitne odaklarının maksatları, sürekli olarak radarımızda bulunmakta ve yazı konusu olmaya devam edecektir.
