Önümdeki 4 kare fotoğraf dikkatimi çekiyor.
Bu karelerin “Rudaw.Net” üzerinden paylaşıldığını öğreniyoruz.
Adında geçen “W” harfi sayesinde, Rudaw’ın bir “Kürt medyası” olduğunu kolayca anlayabilirsiniz.
Rudaw, Irak’ın Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin Erbil şehrinde merkezlenen bir medya grubu olarak biliniyor.
RTÜK’ün kararının ardından Türksat’tan çıkarıldı
Rudaw, 2017 yılında “PKK/YPG lehine yayın yapması” nedeniyle RTÜK’ün kararıyla Türksat uydusundan çıkarıldı.
PKK üyeleri bu durumu “Barzani medyası” olarak değerlendirse de, Türk yetkilileri “PKK/YPG medyası” olarak adlandırıyor.
Önümdeki 4 kare fotoğraf, işte bu Rudaw aracılığıyla Türk medyasına ulaştı.
PKK yönetimince dağıtılan fotoğraflar
Bu kareler, “PKK tarafından dağıtılan fotoğraflar” olarak ifade ediliyor.
Yani, örgütün “resmi fotoğrafçıları” tarafından çekilen ve resmi olarak dağıtılan görseller.
Söz konusu dört kare de örgütün titizlikle seçtiği kareler arasında yer alıyor.
Karede 4 erkeğe karşı 8 kadın yer alıyor
Bu fotoğraf serisinde, dikkat çeken bir diğer detay; yönetici kadroda yalnızca 4 erkeğin bulunması.
Karşısında ise 8 kadın militanın yer aldığı görülüyor.
Kadın yöneticilerin hepsi başı açık
Öne çıkan bir diğer özellik ise, karelerdeki tüm kadınların başlarının açık olması.
Bu durum, PKK’nın kadınların eşit katılımını önemseyen, hatta kadınların ön planda olduğu laik bir yaklaşım sergilediğini gösteriyor.
Bu açıdan bakıldığında, örgütün bu dört kare ile vermek istediği mesaj oldukça net.
Ayrıca, Suriye savaşının başlangıcından itibaren Batı medyasında PKK’nın imajı da bu doğrultudaydı.
IŞİD’in kadın düşmanı gruplarına karşı savaşan laik ve modern kadınlar olarak anılıyordu.
Bu fotoğraf, Türkiye’deki siyasi dengelemi etkiliyor
Bu durumun siyasi yansıması ise şu şekilde öne çıkıyor.
PKK’nın Türkiye siyasetindeki varlığı, Türkiye’nin siyasi yelpazesinde “laik ve modern” anlayışların yükselişini beraberinde getirebilir.
Bir yanda CHP, MHP, DEM ve diğerleri, diğer tarafta ise AKP yer alıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve temsil ettiği “dindar muhafazakâr” yaklaşım azınlık haline gelebilir.
23 yıl süren dindar nesil projesinin sona ermesi
Bu yeni durum, bence Erdoğan’ın 23 yıldır sürdürdüğü “dindar nesil” projesinin sonunu işaret ediyor.
Bunu bir kenara not edelim.
Çünkü 2017 referandumunun yarattığı “Tek adam” rejiminin en önemli psikolojik temellerinden biri de bu politikaydı.
Erdoğan’ın muhafazakâr zihniyetinin ona “tek adamlık” meşruiyeti kazandırdığına olan inanç, bu zemini güçlendiriyordu.
Külliye’deki otorite sarsılıyor
Erdoğan, son zamanlarda bu meşruiyetin erozyona uğradığını fark etmiş olmalı. Bu sebeple, otoritesini daha çok “milliyetçilik” üzerinden inşa etme çabasına girdi.
Ancak PKK’nın yaptığı son açıklamaları incelediğimizde, rejimin “dar milliyetçi” yapısının da zayıflayacağını tahmin edebiliriz.