Akit yazarı Ali Karahasanoğlu, İstanbul’da gerçekleşen Semih Çelik’in İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil cinayetlerini konu alan yazısında, Medeni Kanunu hedef alarak, “19 yaşındaki genç bir kızın başının kesildiği, vücudunun paramparça edildiği” ifadelerini kullandı. Yazısında, “Türk kadını eskiden erkekler gibi eşit yurttaşlar değildi de 1926’da Medeni Kanunun kabul edilmesi ile eşit yurttaşlar olduysalar. Buyrun iki genç kızımızın vahşice öldürülmesinin sorumluluğunu üstlenin” şeklinde devam etti.
Akit yazarı Ali Karahasanoğlu, Semih Çelik tarafından arka arkaya öldürülen İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil’e ilişkin bir yazı kaleme aldı. Kadın cinayetlerini eleştiren Karahasanoğlu, yazısında Medeni Kanunu hedef alarak şunları yazdı:
“Bana bir tane 1926 öncesi toplumumuzda kafası kesilen kolları kesilen vahşice katledilen kız gösterin. Ben size kabri açılan, Cem Garipoğlu’nun öldürdüğü Münevver Karabulut’un testere ile bedeninin kesilmesinden başlarım. Katilin ve onu kaçıran ailesinin; kendisini Kemalist olarak tanımlayan Ersan Şen gibi, laikçi sözde hukukçular tarafından mahkemede savunduğunu hatırlatarak devam ederim.”
Karahasanoğlu, yazısında Medeni Kanunun kadın hakları üzerindeki etkilerini vurgulayarak, “Türk kadınına Medeni Kanununa saygınlık mı kazandırılmış yoksa bir yandan kendileri paramparça edilmişler bir yandan da yakınları ayakta duramaz çaresizliğe mi düşmüşler. Boşver edebiyatı Nazan hanım” ifadelerini kullandı.
Yazar, “Laikçi sistemde kadının adı yok” diyerek makalesini sonlandırdı.