MHP’li milletvekilleri Feti Yıldız, Ulvi Yönter ve Faruk Aksu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Terörsüz Türkiye” ve bölge barışı için yürütülen kararlı duruşuna uygun olarak, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında açılan “suç ve suçluyu övme” davasındaki şikayetlerinden geri adım attılar.
Bahçeli’nin Talimatı
MHP’den yapılan açıklamada, 2020 yılında Kılıçdaroğlu hakkında zincirleme şekilde “suç ve suçluyu övme” iddiasıyla başlatılan süreç ve 14 Mayıs 2023’te açılan davanın detayları aktarıldı. Dava, Ankara 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşecek duruşmanın 10 Nisan 2025’e ertelendiği bilgisiyle devam etti. Açıklamada, “Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, ‘Terörsüz Türkiye ve bölge barışı için yürütülen kararlı politikaya’ paralel olarak, CHP’nin önceki Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu hakkında dile getirdiğimiz şikayetten vazgeçme hususunun mahkemeye sunulması talimatını vermiştir” denildi.
Dilekçe ile Şikayetten Vazgeçildi
Kılıçdaroğlu hakkında suç duyurusunda bulunarak davanın açılmasına neden olan MHP Milletvekilleri, Bahçeli’nin talimatının ardından Ankara 35. Ağır Ceza Mahkemesi’ne resmi bir dilekçe sundular. Dilekçenin başlangıcında, “Terörsüz Türkiye” ve bölge barışı için yürütülen kararlı duruşa atıfta bulunularak, sanık hakkında yapılan şikayetten vazgeçildiği ifade edildi. Dilekçede, “İnsan Haklarının başında yer alan düşünce ve ifade özgürlüğü, aynı zamanda kapsamlı bir sorumluluk alanıdır” ifadeleri yer aldı.
“Demokratik ülkelerin yasama meclislerinde, evrensel ilkelerin yanı sıra milli takdir alanlarının korunarak düzenlemeler yapılması, kamu düzeni gereğidir. Ceza Hukuku yalnızca insan hareketinden doğan sonuçlarla değil, doğabilecek sonuçlarla da ilgilenir.” denildi.
Açık ve Yakın Tehlike Unsuru
Bu noktada, tehlike kavramı ön plana çıkıyor. Günümüz modern hukukunda tehlike, olasılıktan ibaret bir durumdur; zarar doğurmaya elverişli bir tehlike, korunan hukuksal değeri tehdit edecek nitelikte olduğunda, bu durum tehlikeye dönüşmekte ve buna bağlı olarak suç oluşmaktadır.
Her rejim, demokratik rejim de dahil, varlığına yönelik tehditlere karşı kendini koruma hakkına sahiptir. Öte yandan, ‘açık ve yakın tehlike’ oluşturan, milli güvenliği zedeleyen ifadelerin hukuksal takibe tabi tutulması, hukuk devletinin bir gerekliliğidir.
Hem milli hem de evrensel hukuk bağlamında düşünce özgürlüğüyle ilgili olarak, hak ve özgürlüklerin kötüye kullanılmasını önlemek amacıyla çeşitli düzenlemeler mevcuttur.
“CHP Savruldu”
Örnek vermek gerekirse; mandacıların milli ürünleri boykot etme çağrısı yaparak yönetilemezlik algısı oluşturma çabaları ve bu çağrılar sonucu meydana gelen saldırılar, ifade özgürlüğünün arkasına gizlenemez.
MHP’nin 05.02.2020 tarihli şikayet dilekçesinde de belirtildiği gibi, bu süreçte CHP oldukça kötü bir noktaya savruldu, geçmişini inkar eden bir yapı haline geldi, millete olan aidiyet bilincinden uzaklaştı ve Türk milletinin egemenlik ile tarihsel haklarıyla çelişen bir duruma düştü. Tüm bu nedenlerle, Kemal Kılıçdaroğlu hakkında şikayetten vazgeçme talebinde bulunuyoruz. Gereğinin yapılmasını saygıyla arz ederiz.
