USD39,86
%0.1
EURO46,98
%0.33
CNY5,56
%0.09
GBP54,55
%0.14
EURO/USD1,18
%0.19
BIST10.275,75
%0.46
Petrol68,30
%-0.73
GR. ALTIN4.274,34
%0.35
BTC4.332.931,08
%0.44
  1. Haberler
  2. Gündem
  3. Nihat Genç’in Edebiyatında İğde ve Hüzün

Nihat Genç’in Edebiyatında İğde ve Hüzün

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Bahar geride kaldı, yaz geldi.
Fikir yazılarıyla meşgul oldum, okuyucularımın büyük bir kısmını kaybetme tehlikesindeyim.
Oysa Ankara’da iğde ağaçları mevsimi…
Açık penceremden ansızın gelen, iğneleyici etkisiyle hoş kokusunu etrafa yayıyor. Parklarda ve caddelerde yaşlanan iğde ağaçları, kuvvetli güneşin altında tatlı kokularını betona bırakıyor. Akşamları bu güzel koku, tüm sokaklarda pusu kurarak ruhumu sarhoş ediyor. Yüreğimi saran, duman gibi bir hüzünle, iğde ağaçlarının gölgesinde uykuya dalıyorum.”
Bu satırlar, Nihat’ın (Genç) *İhtiyar Kemancı* adlı eserinden…

***

1998 yılında Hakan Albayrak ile birlikte *Çete* dergisini çıkarmaya başladığımda tanıdım Nihat’ı…
Zaman içerisinde benzer duyguları ve fikirleri paylaştığımız dönemler geçirdik; daha sonraları bazen birbirimizden uzaklaştık ve anlaşamadığımız konular da oldu…
Ancak kalpten bağlılığımız devam etti; o sosyal biriydi ve son birkaç yıla kadar iletişimimizi hiç koparmadı…
Yaşlandıkça benim daha sakin bir hale gelmem onu pek mutlu etmedi gibi, o her zaman coşkulu biriydi…
Duygusal yapısını daha çok “hikâyeleri” aracılığıyla, hafifçe şekil değiştirmiş anılarını aktarırken sevdim…

***

Onun çocukluk anılarını anlatışına dikkat edin…
“Kardeşimle ben. Yatmamız için kalın yorganlar ve ağır yün yataklar hazırlanırdı. Her zaman böyle olurdu; pencerenin bir tarafında ya kırık cam ya da yastıkla kapatılmış bir alan olurdu. Dışarıda rüzgâr ağaçları devirirken, o cam aralığı, sabaha dek korkutucu bir melodi gibi ruhumuzu titreterek çalardı. (…) Ruhlarımız, ruhlardan emanet. Hâlâ çocukluğumuzun gecelerinde rüzgârın fısıldadıklarını, zillerin sesini ve yerlerdeki korkutucu hayvanların çığlıklarını yeniden hatırlamak istiyoruz…” (İhtiyar Kemancı)

***

Onun edebiyatı nasıldı?
Kendisi bu durumu çok çarpıcı bir şekilde dile getiriyor: “Temiz, düzgün, neşeli ve dostluk dolu bir edebiyatla hiçbir ilgim yok, kelimeler sonsuz bir ateşin külleri, kelimelerlerin vahşi bir yırtıcı hayvanın dişleri gibidir, hayatın leşlerine saldırıyor. Sevgi ve dostlukla yürüyen sanat ve edebiyatın buraya kadar olduğunu düşünüyorum! Mehmet Fuatlar, Tahsin Yüceller ve Oktay Akbalar’ın edebiyat üzerine yazdığı eserleri tiksintiyle raftan yerbezi fırlatıyorum; bir nesli kandırdınız bu boş ve etkisiz metinlerinizle…” (Arkası Karanlık Ağaçlar)

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Nihat Genç’in Edebiyatında İğde ve Hüzün
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Miralay Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!