Türkiye Cumhuriyeti, milli birliği ve dayanışmayı temel alan, adaletin sağlamlaştırıldığı bir dönemden geçmektedir. Bu süreç, asırlık ahlaki değerlerin korunması ve yaşatılması açısından tarihi bir eşik teşkil etmektedir.
Barışın tohumları, Türk vatanının dört bir yanına emek ve fedakârlıkla serpilmiş, bugün umut dolu bir şekilde açmıştır.
Geçmişte yaşanan zorluklar, karşılaşılan sorunlar ve ödemenin bedeli, milli ruhumuza bir ateş gibi düşse de, siyasi ve sosyal açıdan hiçbir kopma ya da zayıflama dönemi yaşanmamıştır.
Türk ile Kürt arasında var olan hürmet ve sevgi, Türk milletinin özünde güçlü bir şekilde yer almış; birlik ve beraberlik duygularını zedeleyecek bir durumla karşılaşılmamıştır.
Dünya genelinde yaşanan çatışmaların gölgesi insanlık üzerinde baskı oluştururken, Türkiye Yüzyılı, barış ve huzur dolu bir uyanış ile tarihi bir dönüşümün ifadesidir.
1978 yılında Diyarbakır’ın Lice ilçesinde kurulan PKK, ilk silahlı eylemini 1984’te gerçekleştirerek 2025’teki kongresinde önemli kararlar almıştır. Bugün, örgüt silah bırakma kararı aldığını duyurmuştur.
Bu durum, 47 yıldır süregelen bir sorun olan PKK musibetinin nihayet son bulduğunun işareti olmasını umuyorum.
Bu tarihi gelişmenin önemli sonuçları, siyaset ve demokrasinin gelişmesiyle silahlı çatışma döneminin acı hatıralarını geride bırakmasını sağlayacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi, 2024 yılından itibaren terörsüz bir Türkiye hedefini kararlılıkla desteklemekte ve her türlü istismar söylemine karşı dikkatli bir yaklaşım sergilemiştir.
Partimiz ve Cumhur İttifakı, çeşitli riskleri doğru bir şekilde değerlendirerek kararlı bir duruş sergilemiştir.
El birliği ve ortak kader anlayışıyla Türkiye’nin uzun yıllardır taşıdığı terör sorununa gereken müdahale yapılmış ve önemli sonuçlar elde edilmiştir.
Özellikle, milletine adanmış bir hayatın belki de en değerli anını yaşarken; gelecekte daha dikkatli hareket edilmesinin önemi anlaşılmalıdır.
Silahların bırakılması ile ilgili detaylar, zaman ve mekan analizleri ile denetim ve kontrol süreçlerinin nasıl yürütüleceği üzerinde titizlikle durulmalıdır.
Örgütün militanlarının durumunun tespiti ve gelecekte alınacak önlemler de detaylı bir şekilde ele alınmalıdır.
Barış süreci, güvenlik ortamının kalıcı olmasını sağlayacak şekilde düzenlenmelidir.
Toplumdaki önyargılar, ideolojik çatışmalar ve gereksiz gerginliklerin sona ermesi gerekmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir zaman insanlara karşı inkâr, yok etme veya asimilasyon politikası izlemediği açıktır.
Türk milleti, her bireyiyle bu toprakların eşit birer parçasıdır.
Türk ile Kürt arasındaki dayanışma, tamir edilemez bir bağ niteliğindedir ve hiçbir dış etki bu bağı bozamayacaktır.
Bugün kazanan barış, kardeşlik ve demokrasi olmuştur.
Terörizmin, toplumda köklü değişim yaratma amacındaki bir yapı olarak tanımlandığı bilgisinin yanı sıra, bu insanlık krizinin son bulması hedeflenmektedir.
Ülkemizde kardeşlik ve barış ruhunun güçlenmesi için gelecek günler umut dolu olacaktır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye’nin yeni bir dönüm noktasıdır ve terör örgütünün feshi, bu yeni yüzyıldaki ilk önemli başarıdır.
Artık milletiyle el ele, ülkenin her kesiminden destek alarak, birlik ve beraberlik içinde yürünmelidir.
Bu vesileyle, terörsüz Türkiye hedefine zarar veren süreçlere katkıda bulunan mer
