(ANKARA) – Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi İlhan Taşcı, Akit TV’de yayınlanan “Kırmızı Masa” isimli programa IŞİD ve El Kaide’de yönetici olmak suçlamasından dolayı 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Halis Bayancuk’un katılmasına ilişkin RTÜK’e resmi bir başvuru yaptı.
Halis Bayancuk, “Ebu Hanzala” kod adıyla bilinen bir kişi olarak, terör örgütleri IŞİD ve El Kaide yöneticisi olmaktan yargılanarak, 2022 yılında tahliye edilmiştir. Akit TV’nin “Kırmızı Masa” programında yaptığı açıklamalarda laikliği, “Allah’a kafa tutma” biçiminde tanımladığı dikkat çekmiştir. RTÜK üyesi İlhan Taşcı, bu durum hakkında RTÜK’e yaptığı inceleme başvurusunda şu ifadeleri kullanmıştır:
“IŞİD ve El Kaide gibi terör örgütlerinde yönetici olmakla yargılanmış ve 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmış bir kişinin, kaçma şüphesi olmadığı ifade edilerek tahliye edilmesi ve IŞİD’in Türkiye emiri olmakla suçlanması, laiklik ilkesini hedef alan çeşitli söylemlerle birlikte, oy verenlere kafir dediği ve demokrasiyi şirk saydığı gözlemlenmektedir. Türkiye Cumhuriyeti yargı yetkisi altında olan ve Anayasa ile belirlenmiş kamu idareleri arasında yer alan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’ndan lisans almış bir televizyon kanalında, Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi kaynakları tarafından terör örgütü olarak ilan edilen ve uluslararası terör örgütleri listelerinde yer alan PKK hakkında, Marksist-Leninist bir örgüt olarak nitelendirilip, terör örgütü denilemediği bilgisi yayına verilmiştir. Ayrıca, çocukları Kemalist bir eğitim almadıkları için okula göndermedikleri ve tarikatta eğitilmelerini savundukları düşüncelerini ifade etmiştir.”
Bahsi geçen tüm terör örgütleri, uluslararası terör listesinde yer almakta ve Türkiye Cumhuriyeti resmi kurumları tarafından terör örgütü olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca, 5 Şubat 1937 tarihinde 1924 Anayasası’nda yapılan değişiklikle laiklik ilkesi, Anayasa ile güvence altına alınmış; bu ilke din, vicdan ve ibadet hürriyetinin güvencesi olmanın yanı sıra bilim, akıl ve hukukun üstünlüğünü esas alan onurlu bir yaşam biçiminin temeli olarak belirtilmiştir.
İlhan Taşcı, “İnsan haklarının güvencesi olan laiklik ilkesi hiçbir şekilde zedelenmemelidir” vurgusunu yaparak, Türkiye Cumhuriyeti’nin 1961 ve 1982 Anayasası’nda laiklik ilkesinin, Cumhuriyetimizin nitelikleri arasında yer aldığına dikkat çekmiştir. Anayasa’nın 2. maddesinde, “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir” ifadesi yer almaktadır. Ayrıca, Anayasa’nın 4. maddesinde laiklik ilkesinin değiştirilemez olduğu vurgulanmaktadır.
Laiklik ilkesi, demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerin yanı sıra insan haklarının güvencesini oluşturur. Anayasa’nın 24. maddesinde de, devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki düzeninin din kurallarına dayandırılamayacağına ve bu bağlamda dini duyguların istismar edilemeyeceği belirtilmiştir. Bu durum, anayasal güvence olarak laiklik ilkesinin önemini pekiştirmektedir.
Sonuç olarak, Halis Bayancuk’un katıldığı yayının, 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlık ve bağımsızlığına, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı olamaz” hük
