-Bu kadar projeyi kim finanse ediyor?
Örneğin, İzmir Kayığı projesinin masraflarını Büyükşehir Belediyesi karşıladı. O dönemde başkan olan Aziz Kocaoğlu, bizlere destek oldu. Şu anda sponsor bulmak daha kolay hale geldi. Biz de bu süreçte katkıda bulunuyoruz. Arkadaşlarımız hemen elini cebine atmakta yardımcı oluyor. Ancak projeye ilk başladığımızda kimse bizi tanımıyordu. O zaman evimizi satıp Uluburun’u hayata geçirmiştik.
-Foça projenizin önemi nedir?
Perslerin istilası sonucunda İyonya’dan Akdeniz’e göç eden halk, Foça’dan Marsilya’yı kurmuştu. Biz de bu tarihi olayı yeniden canlandırmayı amaçladık. Bu bağlamda İyonyalıların döneminde kullandığı geminin bir kopyasını yaptık. Fransa’ya gidip o tekneyle döndük. Yunanistan, İtalya ve Fransa’nın da aralarında bulunduğu 22 limana uğradık. Çok güzel karşılamalar gerçekleştirdik, röportajlar yaptık, televizyon programlarına katıldık, çeşitli davetler aldık. Gerçekten harika bir tanıtım gerçekleşti; Foçalılara büyük bir ilgi gösterildi.
Marsilya’da halk tarafından büyük ilgi gördük. Ancak resmi makamlar bizleri çok da sıcak karşılamadı. Bildiğiniz üzere 1071 tarihi bizim için önemli. Fakat şu an 11 bin yıllık Göbeklitepe’nin de keşifleri yapılıyor. İyonya’nın tarihi ise günümüzden 2 bin 400 yıl öncesine dayanıyor. Eğer biz bu tarihe sahip çıkmazsak, başkaları sahip çıkmaya çalışır.
Tarih Avrupa ve Amerika’da genellikle Helen kültürü ile başlatılıyor. Biz bu tekneyi Türk bayrağı ile yola çıkardığımızda büyük bir tepkiyle karşılaştık. Yunanlılar, “Tarih hırsızı” demeye başladılar ve Türklerin tarihi değiştirmeye çalıştığını öne sürdüler. Biz ise, “İyonya Anadolu toprakları, o dönemde Helen bile yoktu” dedik. Yani 2 bin 400 yıl öncesinde yaşananlardan bahsediyoruz.
Bıraktığımız yerleri geri almaya çalışıyoruz. Helen kültürüne de karşı değiliz; hepimiz bu dünyanın bir parçasıyız. Herkesin geçmişi var ancak herkes yerini bilmelidir. Bıraktığım yerin dolmaması gerektiğini, bu konuda ortak bir anlayış geliştirmemiz gerektiğini savunuyoruz. Bu çabalarımız sonucunda uluslararası sempozyumlarda Anadolu’nun adı daha fazla geçiyor.
Biz, bu toprakların değerlerine her alanda sahip çıkılmasını arzuluyoruz. Özellikle çocuklarımızın bu değerleri benimsemeleri ve korumaları önemli. Her yıl birçok çocuk, Kent Konseyi aracılığıyla buraya gelmektedir.