Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştirilen duruşmada, tutuklu sanık Mustafa Yılmaz ile olayda yaralanan kişilerin yanı sıra ev sahibi Gürsel A. ve maktul İzzet Eşgi’nin oğlu M.A.E. ile tarafların avukatları da hazır bulundu.
“Eğer öldürmek isteseydim, evin içinde yapardım”
Sanık Yılmaz, savunmasında, “Kalacak yerim yoktu. 1 aydır Adem’le birlikte yaşıyordum. Gönül ve Yeliz’i daha önceden tanıyordum. İzzet’i ise Adem’in yanına gelmesiyle tanıdım. Olay günü kadınları ben çağırdım. İzzet beni arayıp ‘ne içersin?’ dedi, ben de alkol içtiğimi söyledim. İzzet bunun üzerine alkol alıp geldi. Adem o sırada inşaatta çalışıyordu, eve döndüğümüzde Adem de bizimle geldi. İzzet ‘kadın çağıralım’ dediğinde ben Yeliz’i ve Gönül’ü aradım ve hep beraber sarhoş olduk. Adem’e ‘çok içiyorsun’ diye uyardım. O da bana sinirlenerek, ‘zaten aranman var, seni polise veririm’ dedi. Ben de kalacak yerimin olmadığını söyledim. Kendisi evden gitmemi söyledi, bu yüzden evden çıktım. Eşyalarımı 20-30 metre uzaklıktaki başka bir gecekonduya bıraktım. Sonrasında orada uyumuşum. Çakmakla kanepeyi yakmadım, o gün çok alkol almıştık ve mangal yakmıştık. Yangının sebebi muhtemelen mangaldır. Ben, eğer öldürmek isteseydim, evin içinde yapardım” ifadelerini kullandı.
“Bizi neden yakmaya çalıştın?”
Olay esnasında evde bulunan müşteki Gönül T., yangının sanığın evden çıkmasından 15 dakika sonra başladığını belirtti. Yeliz Ü. ise sanığın kendisini aradığında, “Bizi niye yakmaya çalıştın?” diye sorduğunda, Yılmaz’ın bunu yalanlamadığını öne sürdü.
“Zararım karşılanırsa etkin pişmanlıkla yararlansın”
Olayın yaşandığı dairenin sahibi Gürsel A., evinin artık kullanılamaz hale geldiğini ifade ederek, “Evimin değeri yaklaşık 300 bin lira. Eğer sanık zararımı karşılarsa, etkin pişmanlıktan faydalanmasını isterim” dedi. Mahkeme heyeti, sanığın ifadelerindeki çelişkiler ve müştekilerin istikrarlı anlatımları ile otopsi raporunu dikkate alarak sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma, 30 Eylül’e ertelendi.
