CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, Sinop Nükleer Santrali sahasında yaptığı incelemeler sırasında önemli açıklamalarda bulundu. Yavuzyılmaz, Türkiye topraklarına nükleer santraller gibi yapıların kurulumuna yönelik taleplerde bulunan ülkelere bu toprakların verilmemesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, AK Parti sonrasını da etkileyen, özellikle 50, 70 veya 100 yıllık bağlayıcılığa sahip sözleşmelerin imzalanmaması gerektiğinin altını çizdi. Yavuzyılmaz, gerçek vatanseverliğin Türkiye’nin enerjisini yerli ve milli kaynaklarla, özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarından elde etmesinden geçtiğini vurguladı. Bu yaklaşımın, Türkiye’nin doğal güzelliklerini korumanın yanı sıra insan, hayvan ve bitkiyle bir arada yaşama kültürü oluşturma hedefini de desteklemesi gerektiğini ifade etti.
Sinop’a yaptığı ziyaret sırasında CHP Sinop Milletvekili Barış Karadeniz, Sinop Belediye Başkanı Metin Gürbüz, Ayancık Belediye Başkanı Hayrettin Kaya, CHP Sinop İl Başkanı Aykut Cem Yalçınkaya ve CHP Sinop Merkez İlçe Başkanı Samet Bayrak gibi isimlerin de kendisine eşlik ettiğine dikkat çeken Yavuzyılmaz, Sinop’taki incelemelerinin ardından ANKA Haber Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu. Yavuzyılmaz, Türkiye’nin en kuzey noktasında yer alan İnceburun Yarımadası’nda, Sinop Nükleer Santrali’nin kurulması için yapılan doğa katliamına şahitlik ettiklerini belirtti.
Yavuzyılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gördüğümüz bu güzel doğal alanların, ileride kurulması planlanan nükleer santralle büyük bir tehlike altında olduğunu biliyoruz. Nükleer Güç Santrali kurma sürecinde öncelikle Japonya ile müzakereler yapıldı; ancak bunun fizibil olmadığı anlaşılınca Japonya projeden çekildi. Şu aşamada ise Nükleer Güç Santrali kurulması için hem Rusya hem de Birleşik Arap Emirlikleri ile görüşmeler yapıldığını biliyoruz.”
Sinop’ta yaklaşık 2 milyon ağacın kesildiğini ve bu ormanlarda yaşayan hayvanların yuvasız bırakıldığını ifade eden Yavuzyılmaz, nükleer santralin ihtiyaç duyduğu suyun Karadeniz’den ve bölgedeki yer altı sularından sağlanmak istenmesinin, bölgenin iklimini değiştirecek geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurabileceğini belirtti. “Burada Nükleer Güç Santrali yapmak isteyen ülkelerin niyetlerinin ne olduğunu biliyoruz. Bu topraklar Türkiye Cumhuriyeti’ne ait olmasına rağmen, Rusya’nın burada bir askeri üs kurabilmek için nükleer santrali bahane ettiğini de göz ardı etmemek lazım.” diye konuştu.
“İhtiyaç duyulan radarı ve limanı kurmayı planlıyorlar…”
Rusya’nın ya da başka yabancı ülkelerin, Sinop’un kıyısında bir nükleer santral inşa etmesiyle buraya liman kuracağı ve bu limanı hem sivil hem de askeri kullanım için kullanacağına dair endişelerini dile getiren Yavuzyılmaz, “Türkiye daha önce hiç karşılaşmadığı bir nükleer güç santrali tehdidiyle karşı karşıya kalmamalıdır. Bu tür tekliflerde bulunan ülkelere topraklarımızın verilmemesi gerektiğinin altını çiziyoruz,” dedi.
Yavuzyılmaz, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’nin enerjisini yerli ve milli kaynaklarla, özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarıyla sağlaması gerektiğini vurguluyoruz. Sinop’ta 2 milyon ağacın kesilmesi, hayvanların göç etmek zorunda kalması ve bu durumun insan yaşamını da tehdit edecek boyutlara ulaşmasına neden olabileceği gerçeğiyle karşı karşıyayız.”
Son olarak, AK Parti’nin yönetimi altında yaşanan felaketlerin, Sinop’un yanı sıra Karadeniz ve Anadolu’yu da kapsayabileceğini ifade eden Yavuzyılmaz, bu tür bir nükleer felaketin önlenmesi gerektiğini belirtti. “Buradan çıkacak felaketin boyutları çok büyük olacaktır. Bu nedenle, doğru adımların atılması gerekiyor,” dedi